Üvey Kız Kardeşinin Ses Tonundan Bile Tahrik Olan Küçük Pipili Irz Düşmanı; Her şey genç kızın üvey abisinin odasına gitmesiyle başlasa da aslında olayların yükseliş nedeni böyle değildi, odasında bağımlılık yapan Doeda.one sitesine giren üvey ağabey Türk kategorisinde zevkli porno video seyretmek için kendini kurmuştu fakat üvey ablası odasına geldiğinde genç adam kendini çok garip hissetmişti.
Adım Gül, on sekiz yaşında bir kızım. Ailemden gelen bir güzelliğim var. Beyaz tenliyim, açık kahverengi saçlarım, deniz mavisi gözlerim var. Babamdan ayrılan annem ve erkek delisi uçarı ablamla birlikte yaşıyoruz.
Kendime bakan ve sürekli güzel gözükmeye çalışan bir yapıya sahibim. Bu da tabi benim okulun en popüler kızları arasında yer almamı sağlıyor. Arkadaşlarım arasında sürekli iltifat alan biriyim. O kadar büyük göğüslerim ve kalçalarım yok, ama her erkeğin ilgisini çeken tenim ve bacaklarım var.
Bir gece sabaha karşı, saat dört civarlarıydı, kapının zilinin çalmasıyla uyandım. Kapının dürbününden baktığımda, ablamı bir erkekle beraber gördüm. Kafasını kaldırmaya mecali kalmamış, erkeğin kollarının arasında bir kukla gibi sarkmıştı.
Hemen kapıyı açtım. Gerçekten ablamın hali berbattı. Adamın, “Ablanız içkiyi biraz fazla kaçırdı, ben de eve getireyim dedim!” sözleriyle kendime geldim.
Genç, uzun boylu, biraz yapılı, esmer, kirli sakallı, yakışıklı biriydi. Ablamı tuttum ve yatağına götürmek için ondan yardım istedim. Ablamı götürüp yatağına yatırmıştık ki, annemin çığlığıyla irkildik. Annem, “Bu kızdan bıktım usandım artık, bu böyle olmaz ki, kendine gelmesi lazım bunun!” diye bağırırken, çocukla birbirimizin gözlerine bakıyorduk.
Ben annemi sakinleştirip odasına yolladım ve ablamı getiren çocuğa teşekkür edip, annem adına özür diledim. Ablamın bu içkiden dağılmış hali ilk değildi ve annemin bu şekilde tepki göstermesi normaldi. Ama çocuk bunu bilmiyordu.
Ona durumu kısaca anlattım. Adının Faruk olduğunu, ablamla üç gün önce çıkmaya başladıklarını, ablamı fazla tanımadığı için içmesine müdahale etmediğini ve bunun bir daha olmayacağını söyledi. Fazla konuşmadık, vakit geç olduğu için Faruk gitti.
Faruk’u tanıdığıma hem seviniyor, hem de kıskançlıktan ölüyordum. Böyle yakışıklı bir çocuğun ablamın sevgilisi olması hem çok güzel, hem de çok kötüydü.
Gecenin kalan saatlerinde uyuyamamıştım. Uyumak için gözlerimi her kapattığımda Faruk’un yakışıklı yüzü beliriyordu. Durmaksızın onu düşünüyordum. Uyuduğumdaysa onunla kıyasıya seviştiğim erotik rüyalar gördüm.
Günler günleri kovaladı, değişen hiçbir şey yoktu, aklımda varsa yoksa Faruk… Bu arada ablamın Faruk’la olan ilişkisi de doğal olarak halen devam ediyordu.
Bir gün okuldan eve geldiğimde, ayakkabılarımı çıkartırken, ablamın inleme sesini duyar gibi oldum. Saate baktım, ablamın bu saatte evde olması pek rastlanılan bir şey değildi. Dikkatimi verince seslerin ablamın odasından geldiğini duydum. Sessizce odasına doğru gittim.
Kapıyı bile kapatmamışlardı ve gördüğüm manzara inanılmazdı. İkisi de çırılçıplak, ablam Faruk’un üzerindeydi ve sevişiyorlardı.
Kapının ağzında donakalmıştım. Aslında hemen oradan ayrılmam gerekiyordu. Fakat öylesine tahrik olmuştum ki… Sevişmelerini biraz izlemeye karar verdim. İzlerken, ister istemez elim eteğimin altına gitmişti. İstekle kabaran üçgenimi sıkıyor, okşuyordum.
Faruk hızlanmaya başlayınca boşalmaya yaklaştığını anladım. Tam oradan uzaklaşmaya yeltenmiştim ki, kıpırdayınca beni gördü. Elim eteğimin altında, külodumu kurcalarken yakalanmıştım.
Dondum kaldım. O ise bana biraz baktıktan sonra, hiçbir şey olmamış gibi ablamı becermeye devam etti.
Hemen kapının ağzından uzaklaşıp odama geçtim. Yatağımda uzanıp, biraz kulaklığımı takıp müzik falan dinledim. Bir süre sonra ablamların odadan çıktıklarını duydum. İki sevgili vedalaştılar ve Faruk gitti. O gidince ben de odamdan çıktım. Ablam beni görünce,
“Aa, sen burada mıydın? Ne zaman geldin?” falan dedi.
Ben de yeni geldiğimi söyledim, daha fazla konuşmadık bu konu hakkında, günümüze devam ettik. Ama gördüklerim kıskançlığımı tavan yaptırmıştı. Ablamdan nefret eder hale gelmiştim resmen.
Bazen (Kendine gel Gül, sen kim oluyorsun ki?) diyordum. Ama sonra Faruk’un yakışıklı yüzü aklıma gelince her şeyi unutuyordum. Ablamı bir aygır gibi becermesi geliyordu gözümün önüne… Hiç aklımdan çıkmıyordu ki…
Faruk sürekli bizim eve gelmeye başlamıştı. Büyük ihtimalle ben okuldayken sevişiyorlar ve benim gelmeme yakın giyinip, evde normal vakit geçiriyorlardı. Kıskançlık duygusu beni bitiriyordu.
Artık ablamın her hareketi bana batar olmuştu. Aralarındaki telefon konuşmalarına kulak kabartıyordum ve anladığım kadarıyla, Faruk ablamı hemen hemen her gün hallediyordu. Acaba ilişkileri sadece seks üzerine mi kurulu diye düşünmeye başladım.
Eğer durum buysa, benim açımdan da harika olabilirdi, ben de Faruk’la sevişebilirdim. Bunu öğrenmek için Faruk’u test etmeye karar verdim.
Bir gün yine Faruk ablamla birlikte evdeyken, banyoya girdim ve duş alıp banyodan bornozumla çıktım. Bornozumun kuşağını bağlamamıştım, göğüslerim ve kasıklarım meydandaydı. Faruk ablama çaktırmadan salondan bana bakıyordu, ama ben görmezden geldim.
Ben odama giderken, Faruk da ablama lavaboya gideceğini söyleyip kalktı. Banyo ile benim odamın kapısı karşılıklıydı. Bu yüzden odamın kapısını özellikle açık bıraktım. Faruk banyoya girdi, ama kapısını kapamadı, orada dikilmiş bana bakıyordu.
Ben onu görmüyor numarasını yaparak bornozumu çıkardım ve domalıp çekmecemden tangamı aldım. Tangayı giydikten sonra arkamı döndüğümde Faruk yoktu, tekrar salona, ablamın yanına gitmişti.
Hayal kırıklığına uğramıştım, sinirlerim iyice bozulmuştu. Üzerimde sadece tangamla yatağıma oturmuş ağlıyordum. Aradan bir beş dakika geçmişti ki Faruk birden odama daldı. Gözümdeki yaşlara baktı, gülerek, “Merak etme canım… Kendini üzme, seni de sikeceğim!” diyerek yanıma geldi.
Ben şok olmuştum. Açık saçık konuşması ne kadar kızdırdıysa, bir o kadar da tahrik etmişti beni… Gözümün yaşlarını silerken, sanki ondan hiç hoşlanmıyor, onu hiç istemiyormuşum gibi, “Ne diyorsun be? Kendine gel, saçmalama!” dedim.
Birden elimi tutup beni kaldırdı ve iki kolumu arkamda çapraz yapıp birleştirdi, bornozumun kuşağıyla ellerimi arkamdan bağladı. Her şey saniyeler içinde olmuştu.
“Seni ilk gördüğümden beri sikmek istiyordum, işte o an geldi!” dedi ve beni patates çuvalı gibi yatağa fırlattı.
Popoma sertçe bir şaplak atınca, ben çığlığı bastım. Ne yapıyordu bu deli? Şaşkına dönmüştüm.
“İstediğin kadar bağır güzelim! Seni kim duyar? Ablanı uyku hapıyla uyuttum! Annenin bugün eve gelmeyeceğini de biliyorum! Hiç kendini yorma, seni çatır çatır sikeceğim!” dedi ve popoma sertçe bir tokat daha attı.
Popom resmen yanıyordu. Tamam, Faruk’la sevişmek istiyordum, hem de çok, ama bu benim hayal ettiğim sevişme değildi. Elimde olmadan ağlamaya başladım. Ama onun umurunda değildi, “İstediğin kadar ağla yavrum! Ağlasan da, zırlasan da, bu yarağı yiyeceksin!” dedi.
Tişörtünü çıkartırken, ellerim bağlı olmasına rağmen yataktan kalkıp kaçmaya başladım. Ama bu şekilde nereye gidebilirdim ki? Arkamdan koşup beni yakaladı ve suratıma sertçe bir tokat attı. Dudağımın patladığını hissettim. Beni tuttuğu gibi tekrar yatağa fırlattı.
“Demek kaçarsın ha?” diyerek, pantolonunun kemerini çıkarıp, kemerle de ayaklarımı bağladı.
Yatakta kurbanlık koyun gibi yatıyordum. Beni yatağın kenarına çekti. Şimdi vücudumun üst kısmı yatakta, ayaklarım yerdeydi. Tangamı yırtarak çıkardı ve “Al bakalım orospu!” demesiyle amımda koca sikini hissetmem bir oldu.
Sikinin hepsini bir anda amıma köklemişti. Avazım çıktığı kadar bağırdım, ama Faruk hiç istifini bozmadan hızlı hızlı amımda gidip gelmeye başlamıştı. Kendi kendime “Çaren yok kızım, azgın herif boşalıp rahatlayana kadar, en azından bir parça zevk almaya bak!” dedim.
Her köklediğinde, siki resmen amımı dolduruyordu. Öyle ki, ben bir süre sonra yükselmeye başlamıştım.
Öylesine beklemiştim ki onu, onunla sevişmeyi… Geceler boyu ablamla sevişmelerini izleyip, dinlerken o kadar dolmuştum ki… Kısa sürede orgazm olacağımı hissettim.
Yine de onun bunu bilmesini istemiyordum. Dudaklarımı ısırıyor, zevk inlemelerimi saklamaya, içimde boğmaya çalışıyordum. Fakat sanki beynimi okuyordu, yine götüme şaplak atıp, “Sen de zevk alıyorsun Gül, bunu biliyorum, saklama boşuna!” dedi. Artık dayanamadım,
“Evet, zevk alıyorum! Orospu çocuğu… Anlıyor musun? Zevk alıyorum… Hem de çok zevk alıyorum… O koca sikini kime soksan zevk alır. Sik beni! Geçir! Daha hızlı! Daha hızlı sik!” diye bağırmaya başladım.
İstemsizce çıkıyordu bu kelimeler ağzımdan, ne dediğimin farkında bile değildim. Ve çok geçmeden çığlık çığlığa boşaldım. Faruk bu vaziyete fazla dayanamadı ve sikini amımdan çıkartıp, saçlarımdan tutarak sikini ağzıma soktuğu gibi o da boşalmaya başladı.
İlk defa seks yapmıyordum, ama ilk defa ağzımda bir erkeğin spermlerini hissediyordum. Tadını beğenmemiştim ve siki ağzımda olduğu için spermleri tüküremiyordum da…
Faruk bütün spermlerini ağzıma boşaltmış ve zorla yutturmuştu. Ama boşaldığı için seviniyordum, sonunda bitmişti. Artık ellerimi çözmesini bekliyordum, ama nerede! Götümün deliğinde parmağını hissetmemle, başıma gelecekleri anladım.
Hiç anal seks yapmamıştım ve yapmak istemiyordum. Bir keresinde, Faruk’un sikinin yarısı kadar siki olan biriyle denemiştim, ama ona bile götümü vermemiştim. Çok acıyordu ve acı eşiğimin düşük olması anal seksten zevk almama engel oluyordu.
Fakat şu ellerim kollarım bağlı durumda Faruk’a hiçbir şekilde karşı koyamazdım. Sadece yalvararak bana acımasını, yapmamasını söyledim. Ama onun, “Asıl zevk şimdi başlıyor güzelim!” demesiyle sikinin başını göt deliğimde hissetmem bir oldu.
Korkudan kendimi kastığım için, bir türlü sikini götüme sokamıyordu. Biraz uğraşıp sokamayınca deliye döndü ve o sinirle tekrar amıma kökledi. Yine seri bir şekilde amımda gidip gelmeye başladı…
Ben amımdan sikilmenin verdiği zevkle uçuyorken, hiç beklemediğim bir anda sikini amımdan çıkartıp götüme soktuğunda neye uğradığımı şaşırdım. Acıdan dolayı beynimde şimşekler çaktı. Sonunda ben yenik düşmüştüm yine…
Zevk sularımın süzüldüğü vajinamın içinde iyice ıslanan ve kayganlaşan kalın erkekliği yine de büzüğümü yırta yırta kısa sürede köküne kadar arkama girmişti.
Zevki ona, acısı bana kalmıştı. Öyle kalındı ki erkeklik organı, yırtılıyordum sanki… Bu acıya daha fazla dayanamayıp bayılmışım.
Ayıldığımda, ellerim ayaklarım serbest bir şekilde, yatağımda tek başıma, çırılçıplak yatıyordum. Saate baktım, gece üç olmuştu. Götüm halen müthiş acıyordu, elimi arkama atıp yokladım, elime bir parça kanla karışık sperm geldi.
Bayılmama aldırış etmeden götümü hoyratça sikip gitmişti. Ona kızamıyordum bile… Ben bunu hak etmiştim!
Neyse diye kendimi teselli ettim. En azından Faruk her geldiğinde benim de hatırımı soracak, beni de o güzel sikiyle sikmeden gitmeyecekti.