Home Ofiste Alkolü Fazla Kaçıran Sekreterin Taytını Yırttı Amını Yağlayıp Kırptı; Selam. Ben Tuncer. 28 yaşında, 1.75 boyunda ve 76 kiloda, sportmen bir insanım. İstanbul’da işyerimi yeni kurmuş bir patron olduğum için (henüz 1 yıl oldu), çok fazla mesai harcıyorum. Şirketi yeni kurduğumdan, bir iki iş yapıp, maddi açıdan rahatlamak için var gücümle çalışıyordum. Gecem gündüze, gündüzüm geceye karışmıştı. Derken ilk işimi aldım ve güzel sayılabilecek bir para kazandım. İşyerine ben yokken gelecek müşterileri karşılasın ve ağırlasın diye bir kadın almam gerektiğini düşündüm. Ve gazeteye iş ilanını verip, hafta sonu gelenlerle görüşme yapmak için bekledim.

Gelen kadınların hemen hemen hepsi, güzel, genç ve bakımlıydılar. Fakat neden bilmiyorum, ben içlerinde en yaşlı olan, 36 yaşındaki Seda hanımı işe aldım. Bunda en büyük etken, iş görüşmesinde kurduğu, “Benim için eşim neyse, işim de odur!” demesi idi. Pazartesi Seda işe saat 8’de gelmişti. Üzerinde bedenini tamamen saran abiye tarzı bir elbise ve elbiseyle gayet uyumlu bir eşarp, şık bir çift ayakkabı vardı. Ben çayımı içip, ona işlerle ilgili durumu anlatıp, iş bağlamak için çıktım. Ve akşam saat 5’e kadar piyasayı gezip durdum.

Günlerimiz böyle geçiyordu. 15 gün kadar olmuş, Seda ile samimiyetimiz artmıştı. Fakat henüz sadece bir iş yapmış olmanın da verdiği sıkıntı ile o akşam işyerine erken döndüm. Dolaptan rakımı aldım, açıp içmeye başladım. Her akşam ben gelince, Seda 15-20 dakika içinde işini bitirip çıkardı. Fakat bugün erken gelmiştim, o da ne yapacağını bilmiyordu. Saat 17:00 gibi sedaya seslendim. Odama geldi. Rakıyı masada görünce biraz şaşırdı, “Buyurun Tuncer bey?” dedi. Ben de, “Bırak şu bey lafını, beylik halim mi var?” dedim. Seda da, “Hayırdır? Niye olmasın? Siz patronumsunuz, tabi ki öyle demem gerekir!” falan diye gevelemeye başladı. “Ya boş ver, deme! Sana zahmet bir kahve yap, içelim çıkalım.” dedim. “Olur!” dedi. Kahveyi yaptı, başka bir isteğim olup olmadığını sordu. Ben de, “Olsa ne olacak, yapabilecek misin sanki?” dedim. Ama kötü niyetle değil, hani iş yapmak istiyorum gibisinden demek için söyledim. O da, “Ben size ilk gün, benim için eşim neyse, işim de odur demiştim! Ne isterseniz yaparım tabi!” dedi. Benim de ağzımdan bir anda, “İyi o zaman, gece yatakta eşinle yaptıklarını gel benimle yap hadi!” dedim.

Suskunluk çöktü. Birkaç dakika sessizce bekledik ikimiz de. Ben tam ağzımı doldurdum, (Ya o lafım şakaydı, işimizin olmamasının stresi ile dedim!) diyecektim ki, Seda, “Yaparım, ama burada olmaz!” dedi. Neye uğradığımı şaşırdım, önce cevap veremedim, dondum. Sonra sadece, “Nerede peki?” diyebildim. “Beni evine götür!” dedi. “Tamam!” dedim ve ofisi kapattık çıktık. Arabama bindik, hiç konuşmadan, sessizce yola koyulduk. Seda telefonunu eline aldı ve eşini aradı, “Kocacığım bu akşam biraz gecikebilirim, İzmir’den bir firmanın yetkilileri gelecekmiş, Tuncer bey ben gelene kadar işyerinden ayrılma dedi, beklemem gerekiyor!” dedi. Kocası olumlu cevap verdi ki, “Tamam aşkım!” deyip kapadı ve bana, “Gece geç olursa beni eve sen bırakacakmışsın, kocam öyle istedi!” dedi. “Olur!” dedim.

Biraz sonra evime vardık. Kapıyı açtım, içeri girdik, önce salona geçtik. Oturduk koltuğa, ikimiz de sessiz sedasız bekliyorduk. Ben, “İstersen yapmayalım, sen tedirginsin galiba?” dedim. Seda, “Hayır tedirgin değilim, ama bu ilk, o yüzden nasıl başlanır bilmiyorum?” dedi. Ben de, “Madem işinle eşin aynı, eşine başladığın gibi başla o zaman!” dedim. Kalktı, geldi yanıma oturdu ve dudaklarımdan öpmeye başladı. Ben de onun vücudunu okşayıp, gömleğinin düğmelerini açmaya başladım, eşarbını çözdüm, sütyenini çıkardım ve güzel iri göğüslerini okşayıp sıkmaya, arada da emmeye başladım. Seda kemerimi çözüp sikimi eline aldı ve “Ooo bu süper bir şeymiş, ilk kez bu kadar büyük olanını görüyorum!” dedi. Ben de, “Hani ilk kez başkasıyla yatıyordun?” dedim. Seda, “Evet ilk kez, ama bu film izlemiş olma ihtimalimi ortadan kaldırmaz!” deyip sikimi emmeye başladı.

Ben de eteğini çıkardım. Sedanın kalçaları o an daha bir ihtişamlı, sanki bir heykeltıraş şaheseri gibi görünüyordu. Diri, toplu ve şekilli ince bel, çıkık kalçası vardı. Elim külodunun içerisine girince inceden inlemeye başladı. Külodunu çıkardım. 69 olmuştuk. Temiz traşlı amını yalamaya başladım. O ise sadece sikimi tutmuş inliyordu ve ben amını yalarken sarsıla sarsıla boşaldı. Amını yalarken arada göt deliğine de dilimi sürtüyordum ve inlemeleri daha da artıyordu.

En sonunda Sedayı yatağa sırt üstü uzattım ve bacaklarının arasında yerimi aldım, sikimi amına dayadım ve yavaş yavaş yüklenmeye başladım. Yarısını almıştı. Amına köklediğimde, tatlı bir çığlık attı ve “Devam et sikicim, devam!” diye kulağıma doğru inlemeye başladı. Bu çok hoşuma gitmişti. Aslında her erkeğin hoşuna gittiğine eminim. Neyse, ben başladım Sedanın amında bir piston misali ritmik ve tempolu bir şekilde gidip gelmeye. Ben derine daldıkça Seda daha bir arzulu inliyor, o inledikçe ben daha iştahla pompalıyordum. Sikişmemiz yarım saate yakın devam etti ve ben, “Geliyorum!” deyip içinden çıktım. Ama sikimi bir anda yine Sedanın amının içinde buldum. Seda kolları ile belimi kilitlemişti ve “İçime istiyorum sikicim, bütün döllerini amıma akıtacaksın!” diye yine kısık sesle kulağıma fısıldıyordu ki, ben Sedanın amına patladım. Hayatımdaki en uzun ve sarsıntılı patlamaydı bu!

İçinden çıkarıp bir sigara yaktım. Seda göğsüme başını koydu ve “11 yıllık evliyim, kocamla hemen her gece yatarız, daha hiç 2 orgazmı bir anda yaşamamıştım, sen aynı sikişte 3 kez başardın bunu, ben senden nasıl kopacağım?” deyip dudaklarıma yapıştı, uzun uzun öptü. Bir kez daha sikiştikten sonra duşa girip amını ve vücudunu temizledi, giyinip, eve götürmemi istedi. Çıktık, arabaya bindik yola koyulduk. İkimiz de gayet mutluyduk ve rahatlamıştık. Sedayı evine bırakıp döndüm.

Sabah işe 7’de gittim. Benden 5 dakika sonra da Seda geldi. Niye bu kadar erken geldi diye şaşırmıştım. Kapıyı kapatır kapatmaz dudaklarımı öptü ve “Sana bir sürprizim var!” dedi. “Nedir?” diye sorunca da, “Hafta sonu ailecek pikniğe gidiyoruz, sen de geleceksin, kocam seni de davet etmemi istedi!” dedi. “Güzel sürprizmiş!” dedim. “Ama asıl sürpriz bu değil, asıl sürprizi sana piknikte yaşatacağım!” dedi. Asıl sürprizin ne olduğunu söylemesi için ne kadar ısrar ettiysem de söylemedi.

Bakalım neymiş, merakla bekliyorum hafta sonunu 🙂

Seda bana piknik müjdesini verip, piknikte sürprizi olduğunu söyledikten sonra, ben merakla hafta sonunu beklemeye başladım. Sayılı gün çabuk biter gerçeği tekerrür etti ve o asla unutamayacağım günün sabahı oldu. Pazar günü saat sabahın 9’u telefonumun sesiyle güne merhaba dedim. Arayan Sedaydı. İçimi tatlı, tarifi zor bir heyecan ve titreme kapladı, korku ile birleşince bambaşka bir hazza dönüşüyordu. Olacak olanları tahmin etme ve hazırlanma uğraşı ile saati 10:30 yaptım ve duş, tıraş, parfüm faslını bitirip evden çıktım. Arabama binip yola koyuldum ve 25 dakika sonra Sedanın evinin önündeydim. Kocası Fatihle tanışmak bu güne kısmetmiş. Beni kapıda karşıladı. Bir hürmet, bir nezaket anlatamam. Benim aklımda ise, (Birazdan karın sikimle ilgilenecek, sen ise saygı peşindesin, amacın nedir gavat?) diye geçiriyordum.

Eve girdik. Küçük, kendince şirin, orta halli bir aile eviydi. Kapıyı açtı, önce ben girdim içeri, arkamdan kocası Fatih. Fatih odaya önden geçip yol gösterebilmek için önüme geçer geçmez, Seda atağa kalktı ve arkadan elimi tuttu. Ben ise içimden (Orospuya bak, beni geçtim kendisini de düşünmüyor, adam arkasını dönse ikimizi de öldürecek!) diye düşünüp elimi çekmek istiyordum. Ama Seda azgını elimi bırakmadı odaya girene dek. Neyse odaya girdik. Fatih, “Seda hadi hayatım, kahvaltıyı getir, yiyelim öyle çıkalım, Tuncer bey de açtır!” dedi. Ben her ne kadar, “Gerek yok, ben tokum…” desem de, kahvaltı hazırlandı.

Fatih tuvalete gitmek için kalkar kalkmaz, Seda elini sikime attı ve başladı okşamaya. “Kızım dur! Adam gelecek…” falan dedim, ama nafile, o gayet sakin, “Gelsin! Gelsin de, onun ayda bir siktiği karısına ne yarraklar kalkıyor, görsün gavat!” dedi ve sikimi kazık yaptıktan sonra kalkıp mutfağa gitti. Ki, hemen arkasından Fatih içeri girdi. Önümü fark etmemesi mümkün değildi. Ve de zaten fark etti, ama bozuntuya da vermedi, “Bekarmışsınız…?” dedi. Ben de, “Henüz evlenmek için erken, daha işlerimi yoluna tam koyamadım, halen biraz sıkıntım var!” dedim. “Olur olur… İstersen bizim hanımın kız kardeşini alalım sana Tuncer bey?” dedi. İçimden (Oldu canım, gündüz karını, gece de baldızını sikeceğim, olmadı sen de gelirsin, seni de sikerim, tam olur!) diye geçirdim ve “Bakarız, kısmetse olur…” diyerek konuyu hemen kapadım. Kahvaltı yaparken aynı şeyi Sedaya da söyledi, “Seda, Tuncer beye Şeyda’yı alalım, fena mı olur? Hem akraba olmuş oluruz!” dedi. Seda da gülerek, “Oluurrr! Çoook güzel olur hayatım!” dedi.

Kahvaltı yapıp eşyaları arabaya koyduktan sonra, karşı komşularını da çağırdılar. Ben (Bu da nerden çıktı?) derken, iki araç yola koyulduk. Çatalca’da Karamandere taraflarında bir piknik alanı vardı, oraya gidiyorduk. Öğleye doğru vardık. Mangal yakıldı, kilimler serildi, çaylar demlendi, rakılar açıldı, derken kafalar güzelleşmeye başladı. Saat te 14:30 olmuştu. Ben içimden (Bu mu lan sürpriz?) diye hayıflanıp, (Aklımı sikeyim, neden geldim, kocasının gözünün önünde, komşuları varken siktirecek değil ya orospu!) diye geçiriyordum ki, Seda, “Tuncer bey, gel bak, sana ne göstereceğim, bana da ilk eşim gösterdi burayı!” deyip ayağa kalktı. Ben Fatihe bakarken, Fatih, “Git Tuncer bey, git! Bir daha da göremezsin böyle manzara!” deyip, karısının arkasından gitmemi istedi. Ben de Sedanın peşine takıldım, başladık tepeyi tırmanmaya…

Karşımıza asırlık bir çınar çıktı, şahane bir şey. Ben, “Kızım sürpriz buysa eğer, yarın işyerinde benden çekeceğin var, bilesin!” dedim. Seda gülerek, “Asıl sürpriz az daha ilerde, bu ne ki?” dedi. Az daha ileri gittik, çalılık bir alan, ama ortası sanki bilerek yapılmış gibi büyük bir boşluk. Önden Seda, arkadan ben o boşluğa girdik. Yere serilmiş ve daha önce üzerinde epeyce kadın sikildiği belli olan gazetelerle doluydu. “Lan orospu, nerden biliyor musun sen burayı?” deyince, “Benim gavat kocam sanki çok iyi sikiyormuş gibi, bir de arada sırada buraya fanteziye getirir beni, 5 dakikada boşalır, başlar sigara içmeye!” dedi ve elini sikime attı, başladı okşamaya. Tabi sabahın azgınlığıyla da sikim 2 dakika içinde kazık gibi oldu…

Seda, “Şimdi bu güzel yarrak benim amımı mı yaracak, beni orospusu mu yapacak?” deyip, beni daha da havaya sokmaya başladı, eğildi önüme, eşofmanımı indirip, aldı ağzına. Ama ne yalamak! Sanki 40 yıllık fahişeler gibi yalıyor! Arada yüzüme bakıp, “Tuncer, kurban olurum ben senin bu sikine, beni bunsuz bırakma emi? Orospunu yarrağına doyur, tamam mı? Her tuttuğun yerde sik, dağıt amımı, tamam mı?” diye diye, yalayıp inliyordu. Ben de o gazla, Bırakmam orospum, bırakmam! Senin o amını da, götünü de yaraksız bırakmam!” dedim. Seda, “Bırakma sikicim, amımı da götümü de hep sik!” dedi. Ben de, “Bak götünü sikersem bir daha bırakamam zaten!” dedim. “Zaten bu gün sikeceksin bu götü! Günün sürprizi bu!” dedi. Ve bu laftan sonra ben bunu yere yatırıp, eteğini yukarı çekip, külodunu yana sıyırdım, başladım am göt yalayıp parmaklamaya. Amı sular içinde kalmıştı, sırılsıklam! Kalktı, külodunu indirdi, eteğini toplayıp, üstüme çıktı, amına dayadı sikimi, başladı oturup kalkmaya ve bağıra bağıra inlemeye…

Kocası ve komşuları uzakta olmasına rağmen duyacaklar diye korkuyordum. 10 dakika kadar sikimde oturup kalktıktan sonra, çıkardı sikimi amından, kalktı ayağa, “Hadi erkeğim, göt nasıl sikilir göster bana!” deyip önümde domaldı. Ben başladım götünü yalamaya. Sonra bolca tükürdüm deliğine, biraz da sikime tükürüp, dayadım götüne. Girmekte zorlanınca, “Tuncer, hayatım, önce parmağınla alıştır, öyle daha rahat oluyormuş!” dedi. Ama ben, “Sen kendini bana bırak, parmağımla değil, alıştırmayı yarrağımla yapacağım!” deyip, ağır ağır yüklenmeye başladım. 1-2 dakika yüklendikten sonra götünün çemberinin sikimin kafasını sardığını hissettim ki, Seda çığlığı bastı. “Şerefsiz, alıştır dedim sana! Parçaladın götümü!” dedi. Bu lafına o an çok bozulmuş olmalıyım ki, bir anda var gücümle abandım. Tek hatırladığım, Sedanın, “İmdaaattt!” çığlığı idi ve o andan itibaren Sedanın sesi sedası kesildi. Ben de alıştı diye düşünüyorum, meğer orospu bayılmış. Öyle hareketsiz bekledikten sonra gidip gelmeye başlayınca anladım bunu 🙂

Çıt çıkmıyordu, yüzünü çevirince anladım, fakat sikimi de içinden çıkarmadan ayıltmaya çalıştım. Birkaç dakika içinde kendine geldi ve uyanır uyanmaz, “Çıkar onu içimden, perişan ettin beni şerefsiz!” deyince, ben başladım o hırsla Sedanın götünü sikmeye. Ama öyle bir sikiyorum ki, anlatamam. Sanki aylarca aç kalmış Kurda kuzu vermişler gibi, pompalıyordum götüne. Sedanın acı çığlıkları 15 dakika sonra yerini inlemeye bırakınca, ben de alttan amını parmaklamaya başladım ki, Seda zevkten uçuyordu. Ama arada da, “Tuncer, ben bu götü daha kullanamam herhalde!” diyordu. 5-10 dakika daha siktikten sonra, biraz daha hızlanıp bütün döllerimi Sedanın götüne akıttım ve usulca çıktım götünden…

Sedanın göt deliği, boş bardak gibi açık ve ince ince kanlarla önümdeydi. Götünün o görüntüsü, sikim daha inmeden tekrar kaldırmaya yetti. Seda tam toparlanacakken külodunu aldım ve “Şimdi de sıra benim sürprizimde!” dedim. Seda şaşkın şaşkın, “Ne sürprizi?” deyince, “Dön arkanı ve gözlerini kapa!” dedim. “Tamam aşkım!” deyip arkasını döndü ve ben bir kerede tekrar götüne gömdüm sikimi. Ama Seda bu kez ne çığlık attı, ne bayıldı. Bana sadece, “Aklıma gelen başıma geldi, ben bir 15 dakika daha götüme yersem bunu felç olurum Tuncer, çık götümden de amımı sik ne olur!” dedi. Ama ben devam ettim götüne basmaya. 5-10 dakika sonra götünden çıkarıp, amına bir kerede sokunca, Seda öyle bir boşaldı ki anlatamam. Kasıklarıma kadar indi amının suları. Ben de amına boşalıp, toparlandık ve güç bela piknik yerine gittik. Seda akşama kadar yan oturdu kalçasının üzerine ve hiç konuşmadı. Akşam evlerine bıraktım ve kendi evime geçtim.

Ertesi sabah işyerine gittiğimde Seda yoktu. Yarım saat sonra telefonum çaldı. Arayan Sedanın kocası Fatihti. “Tuncer bey, dün piknikte Sedayı sanırım temiz hava çarptı, kendini iyi hissetmiyormuş, gelemeyeceğini söylememi istedi. Ben de işe gidiyorum, hastaneye götüremeyeceğim, siz Viziteyi eve bırakır mısınız?” deyince, “Tamam!” deyip, telefonu kapadım ve sedanın evine gittim. Zili çaldıktan 3-4 dakika sonra kapı açıldı ve Seda beni görünce, “Yokk artık!” dedi. Ben içeri geçip Viziteyi verdim. Koltukta öylece uzanıyordu. Bana, “Tebrikler! bak ne hale getirdin beni, oturamıyorum!” dedi. Ben de, “Kızım bunu sen istedin, ama merak etme birkaç gün sonra kendin gelip isteyeceksin!” deyip dudaklarını uzunca öpüp kalktım ve çantasına 500 Lira para bıraktım. “Bu ne demek oluyor şimdi? Beni o parayla siktiğin orospularla karıştırdın galiba?” dedi kırgın gözlerle. Ben de, “Doktorun vereceği ilaçların parası aşkım, çabuk iyileş ki, daha fazla sensiz kalmayayım!” deyince, o halde kalktı ve dudaklarımı öyle bir emdi ki, anlatamam!

Şimdi götü iyileşti ve her fırsatta Sedayı am göt demeden siktiğim günler başladı. Bir patron daha ne ister ki sekreterinden :))

Leave a Reply

Your email address will not be published.