Ayaklarıyla Yarağa Dokunmayı Seven Dul Neriman Küllenen Fantezisini Yeniden Alevlendirdi; Selamlar ben Duygu. 25 yaşında, üniversite mezunu bir kadınım. Cinsellik hakkında tabusu olmayan, daha önce birçok kez cinsel ilişkiye girmiş biriyim. Mezun olduğum bölüm bir kadın için pek de uygun bir bölüm değildi, fakat bir şekilde işe girmem ve para kazanmam gerekiyordu. Bir sürü yere başvursam da kadın olduğum için şantiyede uygun olmayacağımı, ayrıca hiç iş tecrübemin olmadığını söyleyerek sürekli olumsuz cevap veriyorlardı. Ancak pes etmedim ve başvurularıma devam ettim…
Aylardır iş müracaatlarımdan sürekli olumsuz cevap almaktan bunalıma girmek üzereydim. Sonunda dişiliğimi kullanmaya karar verdim, hedefe giden yolda her yol mubahtı sonuçta. İş görüşmelerine daha çekici gidiyor, sexyiliğimle işi almaya çalışıyordum. Bir gün CV yolladığım küçük bir inşaat firmasından iş görüşmesine çağırıldım. Randevu verilen gün geldiğinde çekici bir kombinle iş görüşmesine gittim. Beni bir sekreterin karşılayacağını falan düşünmüştüm. Ama beni karşılayan adam 60’ına merdiven dayamış biriydi. Kendisi müteahhitmiş, ismi ise Ekrem. Diğer iş görüşmelerim daha çok resmi geçer, takım elbiseli kravatlı birkaç yöneticinin karşısında ter dökerdim.
Ofis zaten apartman dairesinden bozma bir yerdi. Ekrem amca adeta kaplumbağa gibi hareket ediyor, yavaş konuşuyordu. Yaşından dolayı çok yıpranmış, tontiş bir amcaydı yani. İçeri girer girmez beni baştan aşağı süzdü. Tam karşısındaki kanepeye oturup bacak bacak üstüne attım. Etek giymiştim, sexyliğimi kullanıp işi almak zorundaydım. Ekrem amca, benim gibi güzel bir kızın şantiyelerde ne işinin olduğunu sorup, sürekli güzelliğime iltifatlar ediyordu.
Bir süre konuştuktan sonra, “Sadede gelelim Duygucuğum. Şantiyede zor şartlar altında çalışacaksın, senin gibi güzel bir kadını oralarda çalıştırmaya gönlüm el vermiyor. Ayrıca hiç iş tecrüben de yok. Ancak senin gibi genç ve güzel bir kadına da bir şans vermek lazım. İşe alındın, tebrik ederim!” dedi. Sevinçten havalara uçmuştum adeta.
“Maaş olarak asgari ücret alacaksın. Ama potansiyelini iyi kullanırsan kısa sürede maaşına zam yaparım! Anlaştık mı?” dedi. “Anlaştık, teşekkür ederim!” deyip ayağa kalktım ve el sıkıştık. Bana şantiyeyi gezdirmek istediğini söyledi. Birlikte kapıya yönelirken elini belime koymuştu. İrkildim ama tepki vermedim, sonuçta iş bulmuştum ve bu fırsatı tepemezdim. Arabasına bindik. Arabası genelde müteahhitlerin kullandığı çift kabinli lüks bir pikaptı. Şantiyeye yaklaşınca, “İşte geldik Duygucuğum!” deyip elini bacağıma koydu. Ben yine tepki vermeden araçtan indim.
Şantiyeye doğru ilerlerken Ekrem amca şantiye şefine seslenip yanımıza çağırdı. İsmi İbrahim’di. Şantiye şefi dediğime bakmayın, işçilere sözü geçen, vasıfsız, 40’lı yaşlarda göbekli bir herifti İbrahim abi. Ama hantal biri değildi, hemen koşarak geldi. Şantiyede etekli bir kadın görünce sanki gözü dönmüştü, beni yiyecekmiş gibi bakıyordu. Ekrem amca belli ki İbrahim’e çok güveniyordu. Bizi tanıştırdı. İbrahim abi burada çalışacağımı öğrenince çok sevinmişti. Şantiyeyi gezdik, çalışacağım konteyneri gösterdiler…
Ertesi gün işe başladım. İlk günler heyecanlıydı. Hem tecrübesizdim, hem de işimi kaybetmemek adına sıkı çalışıyordum. Bu sürede İbrahim abi bana yardımcı olmaya çalışıyor, sürekli çevremde dolaşıyor, beni el üstünde tutuyordu. Aynı zamanda Ekrem amca da gün içinde ofisten arıyor, nasıl gittiğini, eksik bir şeyimin olup olmadığını sorup ilgileniyordu. Zamanla Ekrem amcanın bana olan ilgisi artmaya başladı, ama kendisi ofiste olduğu için haftada bir kez yanına uğrayıp iş gidişatını konuşuyorduk. Bu görüşmelerde bana olan ilgisini iyice belli ediyordu. Açıkçası patronumun bana ilgi göstermesi hoşuma gidiyor, yaşlı başlı olmasına rağmen içimi gıdıklıyordu.
İlk ayın ardından Ekrem amca beni ofise çağırdı. Haftanın son iş günüydü. Beni biraz daha tanımak istediğini, hem de iş hakkında konuşacağımızı söylemişti. Ofise gittiğimde yine her zamanki gibi yalnızca ikimiz vardık. O gün sanki içime doğdu, bu gün kesin beni sikmek isteyecek diye düşündüm. Öyle bir durumda ne yapacağımı bilmiyordum. Bir yandan da, acaba bu yaşta siki kalkıyor mudur, siki nasıl bir şeydir, iyi sikiyor mudur, yaşlı biriyle sikişmek nasıldır diye merak da ediyordum.
Odasında sohbet etmeye başladık. Kendisine Viski koymuştu, benim de isteyip istemeyeceğimi sorunca kabul ettim. Artık gayet samimi olmuştuk, gülüp eğleniyorduk. Sohbet ilerlemiş, Ekrem amca kendinden bahsetmeye başlamıştı. Evli olduğunu, fakat çocuğunun olmadığını söyledi. Evlilik hayatı hep mutsuz geçmiş, istemediği biriyle evlendiğini falan anlattı. Gençken aslında başka birine aşık olduğunu, ama o zamanlar parasız olduğu için kızı vermediklerini anlattı…
Gençken aşık olduğu kızı anlatmaya başlamıştı ki, patron koltuğundan kalkıp yavaşça oturduğum kanepeye gelip yanıma oturdu. Bu sırada içime düşecek gibiydi. Anlattıkça kızın aynı bana benzediğinden bahsediyor, “Saçları aynı senin gibiydi!” derken saçlarımı okşuyordu. Ben tepki vermiyor, aksine cilve yapıyordum. En sonunda gençken aşık olduğu kızın yanaklarını anlatırken, “Aynı seninki gibi, pamuk gibiydi!” deyip yanağıma bir öpücük kondurdu. Ben kızarmıştım ve tepki vermiyordum. “Dudakları ise…” deyip bir anda dudaklarıma yapıştı.
O an irkildim, ama içimden kendimi geri çekmek gelmemişti. Ben tepki vermeyince elleri göğüslerime ve amıma gitmişti. “Yapma…” diye fısıldasam da ses tonum daha da azdırmıştı Ekrem amcayı. Soyunmaya başlamıştı, ama yaşından dolayı adeta ağır çekimde hareket ediyordu. Sonunda sadece külotla kalmıştı. Kalkmış sikini külottan çıkardığında gülmemek için zor tuttum kendimi, ufacık bir şeydi.
Ensemden tutup kucağına doğru bastırdığında ne istediğini anlamıştım. Eğilip sikini ağzıma aldım ve yalamaya başladım. Ekrem amca zevkten hırlarken, “Beni gençliğime götürdün Duygucuğum!” deyip saçımdan tutup sikine bastırıyordu. Çok geçmeden ağzıma boşaldı. Döllerini yutup doğruldum ve ben de onun gibi geriye yaslandım. Odayı sessizlik bürümüştü…
Ekrem amcanın hikayesinden hem etkilenmiştim, hem de haline üzülüyordum. O sessizliği bozmaya karar verdim ve inmiş sikine elimi attım. Ekrem amca, “Demek sen de beni istiyorsun aşkım?” derken gözleri parlamıştı. Sikini epey bir sıvazlayarak yeniden kaldırmıştım. Ekrem amcaya unutamayacağı bir gün yaşatmak istiyordum. Ayağa kalkıp önünde soyunmaya başladım. Az sonra karşısında tamamen çıplaktım. Kucağına geçtim ve sikini amıma yerleştirdim, yavaşça üzerine oturdum. Zaten siki ufacık olduğu için sanki amıma parmak girmiş gibi hissettim.
Üzerinde yavaş yavaş oturup kalkarken gitgide hızlanmaya başladım. Ama zevk almıyordum. Ekrem amca da aksine gencecik bir kızı sikmenin hazzını sonuna kadar yaşıyordu. Üzerinden kalktım ve kanepeye uzanıp bacaklarımı ayırdım, misyoner pozisyonuna geçmiştim. Ekrem amca üzerime gelip amıma yerleşti. Adeta dünyanın en yavaş sikişini yaşıyorduk. İçime girip çıkması nerdeyse 5 saniye sürüyordu. Yaşına göre bu performans normaldi tabii ki. Çok geçmeden içimden çıkarıp göbeğime boşaldı ve yanıma yığıldı. Ben toparlanıp giderken, Ekrem amca, “Bu yaptıkların ödülsüz kalmayacak aşkım!” dedi…
Maaşıma inanılmaz yüksek bir zam yapmıştı, sanki 20 yıllık mühendis gibi maaş alıyordum. Ama karşılığında Ekrem amcanın düzenli orospusu olmuştum. Rutin olarak her haftanın son günü mesai bitiminden sonra beni ofise çağırıp sikiyordu. Adam sayemde adeta gençleşmiş, yüzüne kan gelmişti…
Birkaç ay sonra Ekrem amcanın memleketine gitmesi gerekmişti. Yaklaşık bir ay burada olamayacaktı. Giderken şantiyeyi bana, beni de İbrahim abiye emanet etmişti. Ekrem amcanın yokluğunda sürekli azgın azgın ortalıkta dolaşıyordum. Ekrem amca beni çok tatmin edemiyordu, ama hiç yoktan iyiydi, şimdi o da yoktu. İbrahim abi ise Ekrem amcanın yokluğunda bana daha da yakınlaşmış, fırsat buldukça bana sürtünerek geçiyordu. Bir kere de resmen götüme yaslamıştı. Ben tepki vermiyordum, ama bu hareketleri beni biraz azdırıyordu. Hatta ben de cilve yapıp, bazen de frikik verip onu azdırıyordum. Onunla sikişmeyi kafaya koymuştum…
Haftanın son mesai günü biterken şantiyede birkaç problemi konuşmak için İbrahim abiyi yanıma çağırdım. O gün ekstra sexy giyinmiştim. Altımda bir etek, üzerimde de göğüslerimi belli edecek bir tişört vardı. Bir süre konuştuk ve sorunlara çözüm aradık. İbrahim abi memelerimin içine düşecekti adeta. Hafta paydosu olduğu için şantiye servisi beni beklememişti, ama İbrahim abinin arabası vardı. Beni bırakıp bırakamayacağını sordum, “Tabii ki!” diyerek kabul etti.
Arabasına bindik. Giderken ona, “İbrahim abi, bütün hafta içimiz dışımız şantiye oldu, şöyle manzaralı bir yerlere çek de biraz temiz hava alalım!” dedim. İbrahim abi manzarası güzel, fakat tenha ve hafif rüzgarlı bir yere çekip durdu. Arabadan inip arabanın kapısına yaslandım. Bu sırada eteğim rüzgardan sürekli açılıyor, ister istemez frikik veriyordum. İbrahim abiyi kudurttuğum kesindi. Bir süre sohbet edip dertleştik. Ben yeri geldiğinde şakalar yapıyor, İbrahim abinin koluna bacağına dokunuyordum. Artık sikinin kalktığını fark etmiştim, sanki pantolonunun içinde inşaat demiri var gibiydi.
Her ne kadar şantiyede çalışsam da, inşaatta kullanılan aletlerin isimlerini hep karıştırıyordum. “İbrahim abi bana bir öğret ya şu aletleri. Mesela keski nedir, spatula nedir, mala nedir?” dedim. “Tabii Duygu hanım!” dedi ve bagaja doğru ilerledik. Arabası eski püskü bir şeydi, bagaj ise alet doluydu. Birer birer anlatmaya başladı. Bu sırada ben bagajın içine bakmak için adeta domalmıştım ve götüm kabak gibi ortadaydı. Bazen rüzgar eteğimi kaldırıyor ve sexy tanga külodum görünüyordu. Bagajdaki aletleri anlatması bittiğinde İbrahim abinin azgınlıktan dili damağı kurumuştu.
Bagajı kapatıp, “Başka öğrenmek istediğin bir şey var mı Duygu hanım?” diye sordu. Ben de, “Var, inşatta işçiler çalışırken sürekli mala vurmaktan bahsediyor, mala vurmak nedir?” dedim. İbrahim abinin resmen gözü dönmüştü, “Mala vurmak nedir göstereceğim şimdi sana!” deyip kolumdan tutmasıyla beni bagaj kapağına domaltması bir oldu. Beni sikmesini zaten istediğim için hiç tepki vermedim. Pantolonunu çözüp yere düşürdü. Eteğimi kaldırıp tanga külodumun ipini yana çektiği gibi sikini amıma sokup sikmeye başladı. Amım ıslanmış olsa da siki büyüktü, ister istemez ıhlayıp inliyordum. Deli gibi sikiyordu beni. Ekrem amcanın ağır çekim sikişinden sonra bu sikiş ilaç gibi gelmişti yanan amıma…
Uzun bir süre siktikten sonra amımdan çıkıp belimin üzerine boşaldı ve “Mala vurmak işte budur!” dedi. Birkaç saniye domalmış pozisyonda nefeslenip kendime geldim. Dönüp İbrahim abiye baktığımda halen inmemiş sikini sıvazlıyordu. “Sen neymişsin be İbrahim abi!” deyip sikini avuçladım. Daha yeni boşalmasına rağmen halen kazık gibi duran siki vardı. Beklediğimden büyük, kalın ve damarlıydı. Önüne çöküp yalamaya başladım. Biraz yaladıktan sonra kalktım ve “Hadi mala bir daha vur!” dedim. Deminki gibi bagaja domalacağımda İbrahim abi arka kapıyı açtı, beni kucakladığı gibi arabanın arka koltuğuna sırtüstü yatırdı.
Bacaklarımı kaldırdı, omuzlarına aldı. Amıma girmesiyle çığlık attım, bu sefer çok sert girmişti. Ama aşırı zevk alıyordum. Bir süre sonra bacaklarımı omuzlarından indirip onun beline dolamış kendime çekiyor, “Sik beni erkeğim, vur mala!” diye inliyordum. Üzerimde adeta ejderhaya dönüşmüştü. Memelerimi emerken belimi öyle bir kavrıyordu ki, sanki belimi kıracaktı…
Yaklaşık 20 dakika falan siktikten sonra boşalacağını söyledi. Korunuyordum. “İçime gel aşkım!” deyip kendime doğru çektim. İçime boşalırken aldığım zevkle ben de orgazm olup altında titremeye başladım. İçimden çıkıp yanıma oturduğunda benim artık gözümün feri kaymıştı ve terden sırılsıklam olmuştum…
Biraz dinlenip kendimize geldiğimizde İbrahim abi sanki bir daha sikmek ister gibi bakıyordu. Sikini biraz ellememle siki tekrar kalkmıştı. “Bu hiç yorulmaz mı?” deyip güldüm. “Seni sabaha kadar siker yine yorulmaz!” dedi. “Sik o zaman erkeğim!” dememle yine memelerime yumuldu. “Memelerimi morartma, hadi sik!” dediğimde beni bu sefer yüzüstü yatırıp belimden tutup kaldırarak götümü yükselttirdi. Arka koltukta yarı domalmış gibiydim. Amıma köklediği gibi sikmeye başladı. Sertçe amımı sikerken bir yandan da baş parmağını göt deliğime bastırıyor, bazen içine sokuyordu. Beni müthiş tahrik ediyordu bu durum…
Amımı biraz siktikten sonra hiç götten sikilip sikilmediğimi sordu. “Hayır!” dediğimde amımdan çıktı ve “Her şeyin bir ilki vardır güzelim!” deyip göt deliğimi yalamaya başladı. “Yapma, acır!” desem de bolca tükürükleyip sikini götüme dayayıp sokmaya başladı. Daha henüz başı girmişken adeta götüm yırtılmış gibi hissedip acıdan bağırıyordum. Bağıra bağıra yarısını içime almıştım. Yarısı içimdeyken bir süre bekledi ve alışmamı bekledi. Ardından kalanını da soktu. Biraz daha bekleyip yavaşça git gel yapmaya başladı. Götüm terden sırılsıklam olmuştu…
Gittikçe hızlandı. O hızlandıkça ben acıdan, “Yavaş sik hayvan! Orospu çocuğu! Dur ulan piç!” diye küfürler ediyordum. İbrahim abi sinirlenmişti, sikerken aynı zamanda da götümü tokatlıyordu. Ama nasıl tokatlama, hayvan herif sanki mermer dövüyordu. Kesin bembeyaz götüm mosmor olmuştu. Yaklaşık 10 dakika götten sertçe sikti ve içime boşaldı. Sikini götümden çıkardığında arabanın arka koltuğuna amımdan da götümden de döller akıyordu. Aşırı yorulmuştum ve götüm sızlıyordu. İbrahim abi de sonunda tükenmişti.
Biraz dinlendikten sonra toparlandım ve temizlendim. İbrahim abiyi sıkıca tembihleyip, “Sürekli mala vurmak istiyorsan bu yaşadıklarımız şantiyeye yansımayacak. Durum bildiğin gibi değil, Ekrem amcanın sevgilisiyim ben, haberi olursa ikimizi de işten atar!” dedim…
Memleketten dönünce Ekrem amcayla sikişmelerimiz devam etti, bazen beni çok lüks otellere götürüyor ve geceyi beraber geçiriyorduk. İbrahim ise asıl sert sikicimdi, hafta içi şantiye çıkışı sürekli ona siktiriyordum kendimi, adamın azgınlığı bir türlü dinmek bilmiyordu.
Ekrem amcanın kucağında zıplayarak kariyer basamaklarını hızlıca tırmanmıştım. Hem çok yüksek maaş alıyordum, hem de prensesler gibi el üstünde tutuluyordum. İnşaat bitince bir dairenin tapusunu üzerime yaptı ve bana sıfır bir spor araba aldı. İbrahim abiyle sikişmekten ise müthiş zevk alıyordum. Daha ne isteyebilirdim ki?