Alkolü Fazla Kaçıran Müjde Erkeğinin Altında Kıllı Amını Siktirirken İnim İnim İnliyor; Ertesi gün sabah tam 9:30’da geldi Elif, poğaçalar ve çay hazırdı. Kasadan 4.000 Dolar çıkarıp verdim, “Al, bununla git altınlarını al tekrar!” dedim. “Ya işlesin…” dedi. “Ana parayı kenara koyalım, yatırım böyle yapılır. 15.000 Dolar paran var bundan hariç!” dedim. “Nasıl yani?” dedi. Aldığım kripto paralar iyi gidiyordu. “Gelip bakmak ister misin?” dedim elimi yine bel hizasında kaldırıp. “Hayırrr!” dedi ve elimden çekip kaldırdı. İçerdeki odada bulunan çekyata doğru gittik. “Oturup kalkarken kalçalarım acıyor. Sütyen her sürttüğünde göğüs uçlarım sızlıyor, ama akşamdan beri o sızılar bana dünkü harika sevişmemizi anımsatıyor, çok güzeldi. İyi ki dokundun bana!” deyip, pantolonumu ve boxerimi sıyırdı. Önümde diz çöktü.
Önden düğmeli kot eteğinin düğmelerini ben ekrandan bakıp dış kapıyı açtıktan sonra merdivenlerden çıkana dek tek tek açmış, neredeyse külodu görünecek kadar yırtmaçlandırmıştı. Kamera ile izlediğimi bilmiyordu.
Önce yarağımın kafasını küçük küçük öpücüklerle ıslatıp, sonra ağzına aldı. Taşaklarıma kadar inip toplarımı dudaklarının arasında çekiştirip, tekrar eliyle sıvazladığı yarağımı ağzına alıyor, “Mmmhhh, çok kalın, çok büyük, sıcacık ve çok tatlı!” diyordu. Uzun uzun emdi yarağımı. “O kadar uzun süredir emmedim ki, çok güzelmiş, unutmuşum, hem bu kadar tatlısını hiç emmemişim!” deyip hiç susmuyor, sıvazlarken konuşuyor, emerken ara verip konuşuyordu…
Ayağa kalkıp soyundu ve çekyata sırtüstü yattı. İki eliyle elimi tutup iki parmağımı amcığına sürtmeye başlayıp, “Anlatacaklarımı dinler misin?” dedi. “Anlat!” dedim parmaklarımın arasına aldığım klitorisiyle oynarken. “Bak, kocamla 6 aydır sevişmedim, hayatımda hiçbir zaman da başka erkek olmadı sana kadar, ama 6 aydır seks aklıma bile gelmezdi. O ilk akşam mesaj attığında hiçbir şey olmamasına rağmen genç kız gibi heyecanlandım. Ama telefonda, Paran bu kadar oldu dedin ya, o sesin şiir gibi geldi. Ben parayı sevmezdim bu kadar, ama kazanmak başkaymış!” dedi. Arada parmaklarım hızlanıp yavaşladıkça, “Ohhh!” çekiyor bir eliyle bacağını okşayıp diğeriyle göğsünü avuçluyordu. “Hele, Geleceksen gelirim diye yazdın ya Cumartesi büroya, o an nasıl sikişmek sikilmek istedim anlatamam!” dedi.
“O zaman neden kaçtın ilk gün?” dedim. “Hazırlıksızdım! Kocam sikmeyince kendime bakmadım ki hiç, kıl yumağı gibiydim, iğreneceğinden, sikmeyeceğinden çekindim. İki kez sokağın başına kadar geldim çıktıktan sonra, tekrar geri gittim!” dedi. Gülümsedim. “Bu mu kıllıydı?” dedim eğilip emmeye başladım amcığını ve “Kıllı da olsa yalar sikerdim!” dedim dişlerim arasına alıp amcık dudaklarını. “Ahhhhh! Kıllı da sever misin yani?” dedi. “Bu kadar güzel amcığın her halini severim!” dedim. “Sik o zaman, bu güzel amcık güzel yarağını özledi dünden beri!” dedi.
Yarağımın kafasını dayadım sokmadan, fırçalar gibi amcık dudaklarına sürtüyor, dün ısırdığım yerleri, göğüslerinin uçlarını dişlerimle çekiştirip ısırıyordum. “Ahhhh, ohhh, evet, canımı yak, akşam seni düşünürken her yerim sızlasın!” diyordu. Yarağımı içine kaydırıp git gele başladım. Ayaklarını tamamen kaldırıp neredeyse çenesine gelecek gibi bitişik tutarak amına gömdüm yarağımı. “Ohhh, ez aşkım, kemiklerimden ses gelsin!” diye inliyordu. Sikişirken bambaşka biri oluyordu o dışardan baktığındaki narin kadın. Neredeyse ağzından çıkacak kadar sert köklüyordum yarağımı amının dibine dibine. “Ohhhh, ahhhh!” diye inlerken kendimi tutamadım daha fazla ve “Geliyorum!” dedim. “Çıkma! Akşam Eczaneden hap aldım, bu sabah da hapa başladım, içimi doldur aşkım!” dedi. İkimiz de aynı anda kasıla kasıla boşaldık…
“Bana ne oldu anlamıyorum!” dedi 5 dakika yan yana uzandıktan sonra. “Neden?” dedim. “Ben uslu uslu yatar gıkım çıkmadan sevişirdim. 9 yıldır evliyim ve bir elin parmaklarını geçmez orgazmlarımın sayısı, ama kendimi tanıyamıyorum. Şu an bile 5 kez orgazm oldum!” dedi. Omzumda yatıyordu, göğüsleri göğsüme değerken, “İştahın var mı daha?” dedi elini yarağıma atıp. “Ben de götünü avuçlayıp, “Buradan yedin mi hiç?” dedim. “Hayır!” dedi. “İster misin?” dedim. “Çok kalın!” dedi yarağımı sıkıp. “Çok zevk alacaksın, çünkü canın yanacak!” dedim gülerek. “O zaman öğleden sonra olur mu?” dedi saate bakıp. Saat 11:00 olmuştu. “Eve gidip Mehmet’i kontrol edeyim. Çocuk 13:00’de gelir, onu annemlere bırakır gelirim! Hem sen paralarımıza para kat biraz!” dedi gülerek. Ben sigara yakıp, yattığım yerden onu seyrederken, kalkıp gülerek öpücük atarak giyinip gitti…
Kadında gerçekten şans vardı. Piyasa aşağı yöne dönmüşken onun parası katlanıyordu. Ya da ben işimde çok iyiydim. Önce bana mesaj atıp, saat 14:00 gibi geldi. Cumhuriyet altınlarını masaya koyup, “Bunlar senin kasada dursa olur mu, evde kaptırırım diye korkuyorum!” dedi. Altınları kasaya koyduk.
“Sana sürprizim var!” dedi. Bu kez üzerinde o ilk günkü siyah eteği vardı, eteğini kaldırıp götünü döndü, incecik siyah bir G-String giymişti. “Hayatımda ilk kez alıp giydim. Az önce buradan çıkınca aldım!” dedi. “Çok yakışmış!” dedim götünü avuçlayıp. “Beğendinse çeşit çeşit var, alırım!” dedi. “Çok beğendim! Hazır mısın?” dedim. “Hazırım, ama çok zamanım yok haberin olsun, istersen sabah gelirim yaparız :)” dedi. “Gel buraya!” dedim. Tutup çekyata götürüp domalttım, eteğini çözüp aldım. Hazırlıklı gelmişti, çantasına uzanıp Bebe yağı çıkardı ve “Bundan sürer misin?” dedi. Parmaklarımla yedirdim biraz, parmağımı sokup gevşettim göt deliğini. Yine de benim kalın yarağıma göre daracıktı pembemsi göt deliği.
Yarağımın kafasını götüne dayayıp ittirmeye başladığımda, bacaklarını iyice ayırmaya çalışıyor, “Ohhh, çok acıyorrrr, ohhhh, lütfen sok aşkımmmm, çok acıyor ohhh!” diye inliyordu. Onca acıya rağmen tamamını aldı götüne. Ben küçük küçük ileri geri gidip gelirken, “Ohhhhh, yırtıldı götüm!” diye inliyordu. “Götünün bekaretini aldım yavrum, bundan sonra hep isteyeceksin!” dedim kalçalarına yine beş parmağımın izi çıkarken. “Vur erkeğim, vur, her deliğimden sik kanata kanata, ne olur tokatla kıçımı!” diye yalvarıyordu. 10 dakika anca siktim ve daha fazla tutamadım kendimi, döllerimi fışkırttım. Elif, “Bir şey daha öğrendim sayende!” dedi. “Nedir?” dedim. “Götünden sikilirken bile orgazm olabiliyormuş insan!” dedi gülüp beni öperek. Giyinip gitti.
İyi ki gitmiş, yarım saat sonra karım geldi. Biraz hoşbeşten sonra, “Bunu küçük baldızın gönderdi!” deyip, masaya 700 Dolar koydu ve “Eniştem beni kırmaz, bu kadar param var, benim için işletsin!” dediğini söyledi. “Sevmediğimi biliyorsun bunları!” dedim. “Maalesef, anlattım ama anlamadı. Riskleri de söyledim, ama istersen çağır bir de sen anlat!” dedi. “Söyle yarın öğlen 12:00-13:00 arası gelsin borsanın öğle seansı başlamadan!” dedim. Küçük baldız Funda muhteşem güzel bir kızdı. Bukle bukle sapsarı saçları, uzun ince bacakları, kalemle çizilmiş gibi yüz hatları, yemyeşil gözleri olan bir kızdı. Çok talibi vardı, sonra gidip sırf avukat diye bir öküzle evlendi.
Büyük bacanakla çok iyi anlaşırdım da, avukatı her gördüğümde gırtlaklayasım geliyordu. Dangalak ve patavatsızdı. Villayı yeni yaptırıp taşındığımızda, havuz başında ilk mangal yakışımızda Funda’nın hatırına onları da çağırdık. Çoluk çocuğun, kaynanam ve kayınpederin yanında, “Birader, uyuşturucu kaçakçılığına mı başladın, bu kadar kısa zamanda bu kadar parayı nereden buldun?” demişti. Ben de altta kalmamak için, “Hee, ne kadar lazımsa söyle, senden para almam!” deyip bozmuştum şerefsizi. Büyük bacanak gülmekten ölmüştü tüm gece.
Gece çalışma odama geçince telefona baktım, “Götümün üstüne zor oturuyorum, ama bu muhteşemmiş!” yazmıştı Elif. “Yarın uğrama, karım ve baldızım gelecek!” yazdım. “Tamam :(” yazıp yolladı. Hemen ardından da, “Seni biraz azdırayım mı?” yazıp, amının dudaklarını iki parmağıyla açarak resmini çekip yolladı ve “Bu yine ıslak!” yazdı. “Para kazanmam lazım, hem sana hem bana!” yazdım.
Ertesi gün öğlen (karımla birlikte gelecekler diye beklerken) Funda tek başına geldi. Bacanak nedeniyle çok sık görüşemiyorduk. Ama sanki o ışığı sönmüş gibiydi. O an öyle hissettim. Riskleri tek tek anlattım. Bol kazanç olduğunu, ama bir anda sıfırlandığını da anlattım. “Enişte bana bu para şimdi lazım değil, ama ileride bunun çok fazlası lazım olacak!” dedi. Anlam veremediğim için, “NASIL YANİ?” dedim. “Zamanı gelince enişteciğim! Ben ara sıra uğrar durumu sorarım, elime geçerse biraz daha getiririm!” dedi. Ve gitti.
Karımı arayıp durumu anlattım. “Funda’da tutukluk gördüm, hayırdır, sorun mu var?” dedim. “Sonra konuşuruz!” dedi. Saat 16:00’da borsadaki alım satım emirlerimi vermiştim ve işime birkaç saat ara verebilirdim. Elif’e, “Kaçabilirsen gel, bir saat vaktim var!” yazdım. 15 dakika sonra kapıdaydı. Kapıdan girdi direk eteğini indirdi, altında bir şey yoktu. “Ne olur çabuk sok, tüm gün gel demeni bekledim, sırılsıklamım!” diyerek masaya ellerini dayayıp domaldı. Ayağa kalkıp alttan amcığına soktum yarağımı. Gerçekten de fırın gibi yanıyor ve vıcık vıcıktı. Daha birkaç sokup çıkarmayla orgazm olmaya başladı. “Ne yaptın kız, tüm gün parmakların içinde hazırladın mı?” dedim Elif Ahlar Ohlar içinde titreyerek orgazm olurken. “Sen gel dedin ya, külot giymediğime pişman oldum, yolda bacaklarımdan aka aka geldim, iyi ki ev yakın!” dedi gülerek.
Yarağımı amcığından çıkarıp göt deliğine dayadım. “Ohhhhh, evet!” dedi. Bastırdığımda, dünden daha büyük bir acıyla bir an öne çekildi. Dün yırtılmamıştı ama şimdi yırtılmıştı götü. Yarağım girip çıktıkça daha çok kan oluyor bu da beni kırmızı görmüş boğa yapıyordu. “Götün kanıyor, alışamadı koca yarağıma!” dediğimde, “Ohhh, kanasın, daha çok sok, tokatla kıçımı tokatla, vur aşkım!” diye inliyordu. Yapış yapış olmuş yarağımla götünün dibini buluyor, sonra kafasına kadar çekip tekrar köklüyordum. Dünkü tokatlardan kalçaları kirli sarı ile mor arası olmuş, ama ben bugün daha çok tokatlıyordum. Acıdan bu kadar zevk alır mıydı ki insan?
Böğüre böğüre boşaldık ikimiz de. Nerdeyse 20 dakikada hem amdan hem götten sikmiştim. Çantasından bir külot çıkardı, bir de ped, götünün olduğu kısma koyup, külodu giydi. Beni öpüp, “Beni sikmeni seviyorum!” dedi ve gitti.