Açık Saçık Giyinen Yengesini Çamaşır Makinesinin İçine Sokup Sikti Yengesi Teşekkür Etti; Gemici abimin karısı, yani Merve yengemle olan hikayemizin başlangıcı yaklaşık yedi sene önceye dayanıyor. O zamanlar ben 28 yaşlarındaydım, abimin sevişerek evlendiği yengemse 33 yaşında…

Yengem Merve esmer güzeli, seksi, alımlı bir kadındı. Abimle bu evlilik uğruna aileleri bile karşılarına almışlar, ama sonunda birbirlerine kavuşmuşlardı. Yeni evliler bizimle beraber, baba evinde yaşamaya başladık. Abim gemi kaptanı olduğundan, sürekli başka ülkelere gider, kimi zaman bir kaç hafta, kimi zaman da bir kaç ay gelmezdi. Doğal olarak yengem bizim evde, koca yolu beklerdi hep…

Abimin olmadığı zaman yengemi koruyup kollamak bana kalırdı, çünkü babam izinsiz evlendikleri için yengeme çok soğuk ve sert davranırdı. Yengem de onu kolladığım için bana daha bir yakın, daha samimi davranır, bir şeye canı sıkılsa bana anlatır, sevinse benimle paylaşırdı.

Önceleri yengemi gerçekten bir abla gibi seviyordum. Ben de derdimi, sevincimi onunla paylaşırdım. Ona karşı içimde hiç bir kötülük, şehvet içeren bir duygu gelişmemişti. Ta ki zaman geçip yeni evliler ilk çekingenlik, yeni ortam alışma dönemlerini atlatana kadar…

Odaları benim odamla bitişikti o dönemde… Kısa bir zaman sonra fark ettim ve öğrendim ki, abim uzun gemi seferlerinden her döndüğünde bütün ev sevinirken, geceleri de yengemle ayrı bir kutlama yapıyorlar, geçen günlerin acısını çıkarıyorlar.

Gecenin sessizliğinde yengemin abimle sevişirken çıkardığı seksi inlemeler kulağıma gelirdi. İşte o sesleri ilk duyduğum anda, benim abla olarak gördüğüm yengemi ilk defa çıplak, abimle yatakta sevişirken hayal ederken buldum kendimi…

O andan sonra da, hemen hemen her gördüğüm an, çaktırmamaya çalışarak yengemin vücudunu süzmeye, onun seksi hatlarını içer gibi hafızama nakşetmeye başladım. Yasak, günah, kesinlikle bir tabuydu bu evet, fakat elimde değildi.

Güzel yengemin seksi hatlarıyla yatakta nasıl kıvrandığını, sevişirken nasıl zevk aldığını, hayal etmekten bir türlü kendimi alamıyordum. Geceleri yalnız yatağımda yatarken onun o güzel bedeninin yan odada, iki kişilik yatakta arzuyla kıvrandığı, bir yolunu bulup benimle seviştiği çeşitli senaryolar yazarak kendimi tatmin etmek her gece rutinim olmuştu.

Neredeyse uzun bir yıl onu izleyerek ve hayaller kurarak geçti, ama tek bir hareket bile yapmadım ona karşı… Bu geçen zamanda birbirimize çok yakındık, aslında yaş farkımız da fazla olmadığından çok iyi anlaşıyor, dertleşiyorduk.

Ben üniversiteyi kazanıp başka bir şehre gittim, ama mesajlar ve telefonlar samimiyetimizi koparmadı. Yazları yine beraberdik hep… Yengem benim gelmemi iple çekiyordu.

Ben 3. sınıfı bitirdiğimde, yengemin abimle sorunları başlamıştı. Uzun ayrılıklar ilk baştaki sevgiyi örseliyor, aşındırıyordu yavaş yavaş… Abimin ilgisizliği, artık eskisi gibi gittiği limanlardan arayıp sormaması, geldiğinde ise sanki hiç özlememiş gibi bir monotonluk, sevgisizlik ortamı yaşamaları…

Bunları sürekli bana anlatır, ben de onu dinler, ondan küçük olmama rağmen elimden geldiğince akıl verir, sakinleşmesini sağlardım.

“Nasıl olur?” diye yazdım bir gün… “İlgisizlik olayına inanamıyorum. Abim seferden geldiğinde gece yatak odanızdan gelen seslerden uyuyamazdım ben…”

“Nasıl yani? Ne sesi?” diye yanıtladı beni… “Söylesene…”

“Canım, işte, geceleri ne yapıyorsanız, o sesler… Sevişme sesleriniz… Yan odanızda yatıyordum, unuttun mu?”

“Yaaa… Utandım şimdi bak… Gerçekten duyuluyor muydu sesimiz?”

“Yani… Kendinizden geçiyordunuz. Hele senin…”

“Benim? Benim neyim?”

“Ya ille yazdıracaksın bana… Senin inlemelerin işte… Hele sonlara doğru iyice artardı. Geceleri uyku uyutmazdınız bana yahu…”

“Ah, ne rezillik… Utandım şimdi bak… Ama merak etme canım, artık o seslerden eser kalmadı bizim odamızda… Sessiz ve sakin artık yatak odamız…”

Yengemle açık açık konuşabiliyorduk artık… O bulduğu güzel mesajları bana atar, ben de ona değişik mesajlarla karşılık verirdim. Okul bitmeye yakın gönderdiği mesajlar, ne bileyim, dozları biraz sevgiliye gönderilen mesajlara yakın olmaya başlamıştı.

Ama ben bu duruma şaşırsam da, buna pek ihtimal vermiyordum. Yengem artık kız arkadaşlarımı sorar olmuş, ben anlatırken değişik tepkiler vermeye başlamıştı. Sanki beni o kızlardan kıskanıyor gibiydi.

Okul bitip o yaz eve geldiğimde yengem çok farklıydı. Her zamankinden daha yakın, benimle daha ilgili, benim her şeyimi kendisi yapmaya çalışan bir kadın buldum. Sürekli göz göze geliyor, telaşla, suçlu gibi gözlerimizi kaçırıyorduk.

Ben o sene başka bir şehirde bir devlet kurumunda işe başladım. Yengemle abim de kendi ayrı evlerine çıktılar, bizimkilerden ayrıldılar. Yengemle telefonda konuşuyor, internetten kameralı görüşüyor, günün büyük bölümünü uzakta da olsa beraber geçiriyor, birbirimize üstü kapalı şifrelerle aşkımızı anlatıyorduk. Ama bu zor itirafı yapacak cesaret ne onda, ne de bende vardı.

Ben bir haftalığına annemlere izine geldim. Ben geldiğimde yengem zaten annemlerdeydi ve beni bekliyordu. O gün gülüştük eğlendik ve gece oldu. Annem babam ve kız kardeşim saat geç olunca yatmaya odalarına geçtiler.

Ben kendi odamda, yengem de eskiden kaldığı odasında yatacaktı. Yengemle ben televizyon izliyor, havadan sudan konuşuyorduk. Yengem bir ara su almak için mutfağa gitti. Geri gelirken salonun kapısını kapatıp,

“Herkes uyudu galiba, televizyonun sesini kısalım biraz…” deyip yanıma oturdu. Üzerinde beyaz bir buluz ve altında eşofman altı vardı. Yüzüme bakıp,

“Sen bayağı bronzlaşmışsın Emre!” deyip, yanağıma dokunduğunda, herhalde kalbimin atış hızı iki katına çıkmıştır.

Bana oldukça yaklaştığından, nefesini artık yüzümde hissediyordum. Nasıl yaptığımı bilmiyorum ama, ona doğru yaklaşıp, o pembe dudaklarına küçük bir öpücük kondurduğumu hatırlıyorum…

Sanki zaman durmuş, biz öylece kalmıştık. Daha sonra yengemi kendime doğru iyice çekip, dudaklarına sıkıca yapıştım. O da bana çok ateşli bir şekilde karşılık veriyordu. Bir beş dakika dudaklarımız hiç ayrılmadan öylece öpüştük. Ta ki koridordan bir kapı açılma sesi gelene kadar…

Yengem hemen kendini diğer koltuğa attı, televizyon izliyormuş moduna geçtik. İçeri gelen annemdi, her zamanki gibi,

“Siz hala yatmadınız mı gençler?” deyip söylenerek mutfaktan su içip geri gitti. Birkaç dakika televizyon modunda kaldıktan sonra, yengem yanıma gelip dudaklarımdan öpüp,

“Ben de yatıyorum aşkım!” deyip odasına kaçtı. Yengemi kolundan yakalamak istesem de, kendini kurtardı. O gece geri gelir diye çok bekledim, ama annemlerin odasına yakın olduğu için olsa gerek, cesaret edip gelemedi.

Ertesi gün abim gemiden döndü. Abimin gelişine hiç bu kadar üzülmemiştim. Abim geldikten sonra, bir hafta içinde yengemle pek yalnız kalma şansımız olmadı. Ben geri döndüm, ama aklım hep yasak aşkımda kalmıştı.

Yaklaşık iki ay yüz yüze görüşemedik, ama bu iki ay içinde telefonda, internette aşkımızı birbirimize doya doya itiraf ettik. Artık yengeme rahatça ona dokunmak istediğimi, ona sarılmak istediğimi, rüyalarımdan çıkmadığını, çıplak tenine dokunmak, parmaklarımı vücudunun her yerinde gezdirmek istediğimi söylüyor, ondan da karşılık alıyordum.

Aradan iki ay geçmişti, onu görmek için yanına geleceğimi söyledim. Yengem de çok heyecanlandı,

“Gel canım… Ama aramızda cinsellik olmasın ne olur, bunu yapamam!” dedi.

“Seks için değil, seni görmek istiyorum!” dedim, ama o muhteşem vücudu da görmeden, ona dokunmadan geri gelmek istemiyordum.

Abim yine gemiye gitmişti. Bir pazar sabahı yengeme haber vermeden, kapısını çaldım. Yengem önce kapının dürbününden bakıp, kapıyı açtığındaki suratında olan sevinci ve şaşkınlığı tarif edemem. Gece yatarken giydiği şort ve askılı atlet vardı üstünde ve çok seksiydi. Kolumdan çekip kapıyı kapatarak kucağıma atladı. Boynumdan sarılıp,

“Eşek, niye haber vermedin?” dedi.

Ben de hiç ona cevap vermekle vakit kaybetmeden yengemi kucağımda, kapının yanındaki duvara yapıştırıp, dudaklarını somurmaya başladım. Bir taraftan da göğüslerini sıkmaya başlayınca, yengem elimden kurtulup içeri kaçtı. Peşinden gittim…

Yengem çaydanlığı ocağa koyuyordu. Arkasından sarıldım, ilk defa kalçaları kucağımdaydı. Arkasını dönüp, dudaklarımdan öperek,

“Sakinleş biraz canım… Ne konuştuk hatırlasana, cinsellik olmayacaktı hani? Çok ileri gitmeyelim ne olur!” dedi. Neyse, öpüşüp koklaşarak kahvaltımızı yaptık. Ama benim açlığım yengemeydi. Kahvaltımız bitince,

“Doydun mu?” dedi.

“Senden başka hiç bir şey beni doyuramaz!” dedim.

O da istiyordu aslında, hem de köpek gibi, en az benim kadar istiyor, ama nazlanıyordu. Salona geçince, koltuğa oturdum. Yengemi kolundan çekerek, yüzü bana dönük şekilde kucağıma oturttum. Dudaklarına yapıştım. İki avucumla kalçalarını sıkıyor, elimi atletinin içine sokup, sırtından çıplak tenine dokunuyordum.

Benim yarak kazık gibi olmuş, tam bacaklarının arasında yengemin bal kutusuna baskı yapıyor, bu da yengemi daha da azdırıyor, yarağımın üzerinde sürtünüyordu…

Yengemi kucağıma alıp yatak odasına geçtik. Yatağın üzerine yengemi uzatıp, ben de yanına uzandım. Bacaklarını okşamaya başladım. Atletini yukarı sıyırıp, göbeğini yalamaya başladım. Ellerim o taş gibi memeleriyle buluştu, gerçekten mükemmel ebatlardaydılar.

Atletini tamamen çekip çıkardım, yengemin bembeyaz göğüsleri karşımdaydı. Hemen dudaklarımı yapıştırıp, yalamaya başladım. Meme uçlarına ufak ufak ısırıklar atıp, yengemin kasılmalarını izlemek çok hoştu.

Yengem altımdan kalkıp, benim tişörtümü çıkardı ve vücudumu yalamaya başladı. Kemerimi çözüp, düğmeleri tek eliyle açmaya başladı. Son düğmeyi açmadan elini içeri daldırdı. Baksır külodumun üstünden benim yarağı yakalayıp, avucunda sıkıp, oynamaya başladı.

“Merve?” diye fısıldadım yengem sikimle oynarken…

“Efendim aşkım?” diyerek yüzüme baktı…

“Hani seks, cinsellik yok demiştin? Şu anda elinin altında kalkmış sikim var…” Güldü, parmaklarıyla külodumun üstünden canımı yakarcasına sıktı sikimi,

“Ne yapayım? Öyle çok bekledim ki bunu Emre…”

Belimden tutarak pantolonla beraber boxerı dizlerime kadar çekip, benim yarağı sağ eline alıp, ağzını yanaştırıp, somurmaya başladı. Ben de saçlarından tutup, iyice bastırıyor, yengem nefessiz kalınca geri çıkarıyordum…

Birkaç dakika böyle gittikten sonra boşalmadan çıkardım ağzından. Yengemi yukarı çekip, yanıma yatırıp, elimi şortunun içine sokup, külodunun üstünden o mükemmel amcığı avuçlamaya başladım.

Yengem inleyerek kıvranıyordu. Elimi geri çekip, külodunun içine soktum. Amının yarığına doğru parmaklarımı götürünce, sırılsıklam bir amcıkla karşılaştım. Orta parmağımı içine kaydırınca, yengem çıldıracak gibi olup, inlemeleri yükselmeye başladı.

Parmaklarımla amına git gel yapmaya başladım. Yengem çok geçmeden çığlıklarla orgazm oldu. Pantolonumdan tamamen kurtulup, onun da şortunu indirmek istedim. Ama yengem,

“Yorganın altına girelim ne olur!” diyerek bana engel olmaya çalıştı.

Yorganı üzerimize çekip, yengemin şortundan ve külotundan da kurtuldum. Yorganın altından bacaklarının arasına kayarak, o muhteşem amcığa dudaklarımı dayayıp, somurmaya başladım. Dilimi yuvarlayıp amına sokup çıkarıyor, ufak ısırıklar atıyor, bütün sularını yutuyordum. Yengem altımda kıvranıyor, deli oluyordu…

Artık yengemi sikme zamanı gelmişti. Yukarı doğru kayıp, dudaklarına yumuldum. Benim yarrak taş gibi olmuş, yengemin o muhteşem amcığına sürtünüyordu.

Önüne diz çöküp, benim yarakla, am dudaklarının arasını fırçalamaya başladım. Amcığının sularıyla yarağımın başını iyice ıslatttım. Yengemin bacaklarını omzuma alıp, gözlerinin ta içine bakarak, bir anda dibine kadar kökledim.

“Ahhhh…”

O tatlı çığlığı hiç unutamam. Yengemin amı yanıyordu. Sanki sikim bir anda alev aldı. Yengemin gözleri kocaman açıldı bir anda… Sonra yavaşça gidip gelmeye başladım. Yengem tırnaklarını sırtıma geçirmiş, zevkten ne yaptığını bilmiyor, sırtımı yırtıyordu.

Bu beni daha da azdırdı, sert sert vurmaya başladım amına… Şak şak şak diye sesler çıkmaya başladı. Her geçirdiğimde, yengem bir kaç santim yatakta kayıyor, deli gibi inliyordu. Çok geçmeden yengem yine boşaldı…

On dakika sonra amından çıkıp, yengemden ellerinin ve dizlerinin üzerinde durmasını istedim. Arkasına geçtiğimde, o amcığın arkadan mükemmel görünüşünü anlatamam.

Sikimin kafasını amına dayayıp tekrar daldım. Ata biner gibi saçından tutup, kalçalarına şaplak atarak deli gibi sikmeye başladım yengemi.. Yengem altımda orgazm olmaya doymuyor, boşaldıkça boşalıyordu.

Artık sıra bana da gelmişti nihayet. Yengemin saçını bırakıp, iki elimle kalçalarını avuçladım ve

“Aşkım bu defa beraber boşalacağız!” dedim ve hızlı hızlı geçirmeye başladım. Yengem saçlarını sağa sola savurarak,

“Daha hızlı aşkım, uçur beni!” diye bağırıp, çığlık atıyordu.

“Ben çok yakınım Merve… Çok zevk alıyorum aşkım…!”

“Ben de, ben de!” diye cevap alınca, son birkaç kez daha o ateşli şeftaliye jet gibi girip çıktıktan sonra, ikimiz de inleyerek patladık.

Daha önce hiç bu kadar çok boşalmamıştım, sanki hortum gibi yengemin amına fışkırdıkça fışkırdım. Sonra üzerine yığılıp kaldım.
Birkaç dakika öylece sessiz kaldıktan sonra yanına kayıp, yengeme sarıldım. Yengem yüzüme bakamıyor, küçük bir kız gibi titriyordu. Sonra iyice sarılıp dudaklarını öptükten sonra, oracıkta uyumuşuz.

Uyandığımda kollarımın arasında bir melek vardı. Üç gün üç gece doya doya sikiştik yengemle… Artık her fırsatta bir bahane yaratıp yanına koşuyorum. Yasak olmasından mıdır bilmiyorum, ama yengemi çok seviyorum!

Leave a Reply

Your email address will not be published.