Oğlumun Arkadaşının Yamuk Dalgasını Vajinamda Hissettiğimde Bende Yamuldum; Adım Serpil. 42 yaşında, sarışın, beyaz tenli, dolgun ve diri vücutlu, bakımlı bir kadınım. Dulum. Eşim iki sene evvel trafik kazasında vefat etti, oğlumla baş başa kaldım. Bir giyim mağazamız var, durumumuz oldukça iyi sayılır.
Bu olay başımdan geçtiğinde oğlum Emre 19 yaşındaydı. Yaz tatili için Alanya’daki yazlığımıza gitmeye hazırlanıyorduk. Oğlum, “Anne, Murat da bizimle gelmek istiyor. Yazlıkta canım sıkılıyor, Murat gelirse ikimiz iyi vakit geçiririz.” dedi.
“Tabii oğlum, ne demek, söyle o da gelsin.” dedim.
Murat Emre’nin en iyi arkadaşıydı, o da oğlum yaşında, onun gibi yakışıklı, sempatik, bir delikanlıydı. İkisinin iyi arkadaş olmaları, oğlumun arkadaş seçimi içimi rahatlatıyordu, çünkü efendi, ağırbaşlı, dürüst bir çocuktu.
Hazırlığımızı tamamlayıp geceden yola koyulduk. İki genç delikanlıyla sohbetler yaparak, gülüp konuşarak yolculuğun nasıl geçtiğini bile anlamadım. Sabah saat dokuz civarı yazlığa vardık. Eşyaları yukarı çıkardıktan sonra, “Ben üstümü değiştireyim.” diyerek odama girdim. Havalar çok sıcak olduğu için kapıyı tam kapatmamıştım. Üstümdeki elbiseleri çıkarıp altıma bir kısa etek, üstüme de askılı bol bir tişört giydim.
Tam arkamı dönüp kapıya yöneldiğimde, kapının önünden bir karaltının uzaklaştığını gördüm. Oğlumdur diye umursamayıp çıktım. Aşağı inip sağı solu toparlamaya, temizlemeye başladım.
Ben temizlikle uğraşırken Murat hep benim yanımda geziyordu. Emre gece yolculuğunun yorgunluğuyla yukarıdaki odasında uyuyor, o ise ağır eşyaları çekmemde bana yardım ediyordu. Biraz sonra Murat’ın bana yönelttiği kaçamak bakışlarından asıl niyetini anladım.
Ben temizlik yaparken eğilip kalktığımdan bir hayli iri göğüslerim, kısa eteğimden sıyrılan bacaklarım onun gözlerinin önüne seriliyordu.
Önce acaba yanlış mı anlıyorum, günahını almayayım diye düşündüm. Sonra bir iki kez daha bakışlarını memelerimde yakalayınca kesin kararımı verdim. Benim dürüst, efendi diye beğendiğim velet, aç gözlerle her yerimi inceliyordu.
Başta sinir olmuştum Murat’ın göğüslerime bakmasına… Bir iki memelerimi örtmeye çalıştım, eteğimi çekiştirdim. Ama sonra sonra bu iş hoşuma gitti. Kırklı yaşlara adım atmama rağmen, yarı yaşımda genç ve yakışıklı bir erkek tarafından beğenilmek, onun dikkatini çekmek onurumu okşadı doğrusu…
Murat baktıkça ben gevşedim, kendimi sakınmamaya başladım. Eğiliyor, kalkıyor, yukarılara, perdelere uzanıyor, mümkün olduğunca oğlana malzeme vermeye çalışıyordum. Utanıyorum ama, bu yaşımda oğlumla yaşıt bir delikanlıya teşhircilik yapacak kadar yükselmişti libidom…
Neyse temizliği tamamladım, uykusunu alıp yanımıza gelen oğluma kredi kartımı verip bazı eksikleri alması için alış verişe gönderdim. Murat’ı da çağırdı beraber gitmek için ama, “Kanka, yol çok yordu beni, sıcak bir yandan çarptı. Sen uykunu aldın, dinlendin. Ben Serpil teyzeye yardım ettim. Sen git, ben bir duş alayım.” dedi. Bunu söylerken nedense bana bakıyordu. Ardından banyoya gitti.
Duş bahaneydi aslında… Adım gibi, kesin biliyordum ki bana çaktırmamaya çalışarak oramı buramı seyreden oğlan mutlaka mastürbasyon yapmaya gitmişti. Bir iki dakika sonra banyonun önünde soluğu aldım.
Kapıyı tam kapatmamıştı, aralık duruyordu. Sessizce yaklaştım, kendimi gizlemeye çalışarak içeriye baktım. Geniş şeffaf camlı duşa kabinin içinde Murat çırılçıplaktı. Tam da tahmin ettiğim gibi, penisini çıkarmış kendini tatmin ediyordu.
Banyonun fayanslarına yaslanmış, gözleri kapalı, eli sürekli hareket halinde… Ve yukarıdan yavaşça akan suyun altında ıslaktı, çıplak teninde su damlaları aşağılara süzülüyordu.
“Off… Beni düşünüyor…” dedim içimden… “Beni hayal ediyor. Beni becerdiğini… Temizlik yaparken her yerime baka baka sikini kaldırdı. Ve şimdi o kalkmış sikini beni siktiğini hayal ederek indirmeye çalışıyor.”
Bilmiyorum, belki de tam olarak böyle olmayabilirdi. Ama bu hayal beni alabildiğine tahrik ediyordu. Genç, damızlık bir erkeğin tüm açlığıyla, sekse susamışlığıyla beni becerdiğini hayal ederek mastürbasyon yaptığını düşünmek… Ne kadar güzel bir şey…
Duş şampuanı diğer elindeydi. Sikini kaplayan köpükler ve kayganlık azaldıkça bir kaç damla akıtıp işine devam ediyordu. Köpüklerin arasında görebiliyordum aletini…
Oldukça büyük, epeyce uzun ve kalın denebilecek bir erkekliği vardı. Rahmetli kocamın yıllarca içime girip çıkan ve hatırlamakta bile zorlandığım ortalamanın altındaki penisiyle karşılaştıramazdım bile…
İki senedir elime erkek eli değmediği için sıvazlayıp durduğu erkeklik organı aklımı başımdan aldı. Kasıklarım karıncalanmaya, yanmaya başladı.
Kadınlığımın ıslandığını hissediyordum. Heyecandan dudaklarım kurumuştu. Bir elimi ip askılı tişörtümün altından soktum. Göğsüme götürüp hırsla avuçlarken, diğer elimi amıma attım ve külodumun üzerinden okşamaya başladım.
Murat’ın ellerinin hareketi gitgide hızlanıyordu, tabii ben de… Parmaklarım istemsizce külodumun içine girdi. Islak am dudaklarımı sıkıştırıyor, okşuyor, kabarmış klitorisimin üstünde parmak ucumla geziniyordum.
Aradan ne kadar geçti bilmiyorum. Duşa kabinin içinde ıslak bedeniyle çırılçıplak genç erkek ve banyo kapısının önünde memelerimi okşarken parmaklarımı içime sokan ben… İkimiz de zevkle işimize devam ettik. Erkeğin gözleri kapalı, benimkilerse ona mıhlanmış…
Bir süre sonra Murat inleye inleye öyle bir boşaldı ki, dölleri duvardaki fayanslara fışkırdı. Tabii o anda ben de orgazm olmuştum. Hemen toparlanıp sessizce odama gittim ve vıcık vıcık ıslanmış külodumu değiştirdim.
Dizlerim titriyordu. Kendimi yatağa bıraktım öylece… Oğlumun arkadaşını röntgenlerken kendimi tatmin etmenin utancı vardı biraz evet, ama içimi kaplayan doygunluk hissi, mutluluk daha ağır basıyordu. Murat banyodan çıktığında Emre de marketten gelmişti.
Kahvaltı tarzında hafif bir öğlen yemeği hazırlayıp yediğimizde, bu arada saat iki civarı olmuştu.
“Hadi denize gidelim!” dediler.
“Tamam gidelim!” dedim ve bikinimi giymek için odama çıktım. Odamın kapısını bu sefer bilerek aralık bırakmıştım, acaba Murat dikizleyecek mi diye…
Soyunup, özellikle en küçük bikinimi giydim, göğüslerim bikiniden taşacak gibi duruyordu. Arkamı döndüğümde kapıda kimse yoktu. Emre’nin, “Hadi anne yaa, nerde kaldın!” demesiyle, “Tamam hazırım!” dedim ve aşağı indim. Emre, “Amma oyalandın anne yaa!” diyerek dışarıya çıktı. Ama Murat öylece durmuş, tepeden tırnağa vücudumu süzüyordu. Gülerek, “Ne oldu Murat? Çok baktın canım…? Yoksa çok mu açık bu bikini, ne dersin? Bak, eğer öyleyse çıkıp değiştireyim. ” Utanıp çekinecek, yüzü kızaracak diye bekliyordum ama tam aksine, “Yoo, tam tersi…” dedi hayranlıkla ve beğeniyle bakıyordu her yerime… “Kesinlikle çok yakışmış, harika görünüyorsun Serpil teyze… Güzelliklerini ortaya çıkarmış.”
“Ne bileyim, bikini küçük diye Emre’nin bir şey demesinden çekiniyorum. Bir erkek gözüyle bakıp söylesene…” diyerek etrafımda şöyle bir döndüm.
İri memelerimi pek kapatamayan ip bağcıklı bikini üstümü, kalçalarımın arasında kaybolan, sadece üçgenimi örtmeye yarayan bikini altımı iyice görmesini sağladım. Derin bir nefes aldı, çarpılmış gibi bakıyordu bana, “Emre’ye aldırma sen, o senin güzelliklerini görmüyor bile…İnan, bir erkek gözüyle bakıyorum Serpil teyze… Mükemmelsin. Çok güzel, çok seksi bir kadınsın.”
Duyduğum bu güzel iltifata gülümseyerek gözünü kırpmadan beni izleyen Murat’ın yanından geçtim ve biz de çıktık.
Sahile vardığımızda havluyu serdim ve üzerine oturup sağa sola bakınmaya başladım. Emre ve Murat denize girmiş yüzüyorlardı. Sonra bir ara Murat denizden çıkıp yanıma geldi ve “Serpil teyze güneşin altında böyle oturursan yanacaksın, güneş kremi süreyim sana!” dedi.
“Tamam!” diyerek havlunun üzerine uzandım. Murat güneş kremini sırtıma sürerken sanki vücudumu okşar gibi yavaş hareket ediyordu. İçim bir hoş olmuştu, ben de Murat’ı iyice azdırmaya karar vermiştim, “Muratcığım bikiniyi çöz de iz kalmasın!” dedim. Murat,
“Tamam Serpil teyze!” derken sesi titriyordu. Bikinimin ipini çözdü ve sırtımı yağlamaya devam etti. Bu arada ben de iki senenin özlemiyle iyice azmıştım ve amım yine sulanmaya başlamıştı.
Murat işi ilerletmiş göğüslerimin yana doğru taşan kısımlarını kremliyordu. Kafamı çevirip baktığımda yarrağı kalkmış, nerdeyse mayosunu yırtıp dışarı çıkacaktı. Bacaklarıma filan da sürdükten sonra, “Tamam oldu, ben gidiyorum!” dedi ve koşarak denize gitti. Sanırım plajın ortasında boşalmaktan korkmuş olmalıydı.
Bir süre güneşlendikten sonra doğrulup bikinimi bağladım, ön tarafımı kremlerken baktığımda Murat yalnız başına denizde duruyordu, Emre yoktu yanında. Ben de kalkıp denize girdim. Murat’ın yanına giderek, “Emre nerde?” diye sordum.
“Kızın biriyle çıktı gitti!” dedi.
“Sen niye gitmedin?” diye sordum.
“Onlar eskiden tanışıyorlarmış, bir işleri varmış, akşama geç gelecekmiş…” falan dedi. Ben de gülümseyerek, “Ne işiymiş o?” dedim.
“Yaa Serpil teyze, sorma işte! Ne işi olduğu belli değil mi?” dedi.
“Tamam, tamam! Anlaşılan arkadaşın ekti seni… Eh, biz de ikimiz baş başa kaldığımıza göre… Hadi, biz de denizin tadını çıkaralım bari…” diyerek üstüne su sıçrattım, o da bana sıçrattı. Arkasından üstüne atladım ve suda şakalaşıp oynaşmaya başladık.
Murat’ı suya batırmaya çalışıyordum ama kadın gücümle iri yarı oğlan kurtulmayı başarıyordu. Bu kez o beni batırmaya çalışıyor, böylece sürekli bir mücadele yaşıyorduk suyun içinde…
Kolumu bacağımı tutup suya bastıran Murat’ın eli vücudumun her yerinde geziyordu. Bu durum hoşuma gitmişti ve ben de mahsus mayosunun önündeki kabarıklığa elimle çarpıyordum. Ve her dokunduğundaki o tümsek gitgide sertleşiyordu.
Bir saat kadar oynaştıktan sonra kimiz de yorulduk, sudan çıktık. Bir süre uzanıp güneşlendik. Her başımı çevirdiğimde gözlerini üzerimde yakalıyordum.
Onun kaslı bedenine baktığımda banyodaki hali geliyordu gözümün önüne… Sertleşmiş sikini sıvazlaması, inleyerek boşalması… Denizde oynaşırken kazayla olmuş gibi oramı buramı okşayan elleri… Hemen oracıkta yatırıp sevişmek için deli oluyordum ama yapacak bir şeyim yoktu. Bir süre sonra, “Hadi gidelim artık!” dedim. Kalktık ve eve gittik.
Üzerimi değiştirmek için odama girdiğimde kasıklarım cayır cayır yanıyordu. Gardrop aynasındaki çıplak, seksi kadına baktım. Gözlerimi kısıp memelerimi avuçladım, kendi bedenimi okşadım onun elleriymiş gibi…
Çok azmıştım. Müthiş bir şekilde seks arzusuyla, sevişme isteğiyle doluydum. Fakat Murat’la bu iş olmazdı. Hayır, yapamam, oğlumun en yakın arkadaşı o genç adam diye düşünürken, Murat, “Ben duşa giriyorum Serpil teyze!” diye seslendi. Ardından suyun sesi gelmeye başladı.
Banyomda genç bir erkek çırılçıplak soyunmuş vaziyette duş alıyordu. Denizde her yerime dokunan elleri şimdi sikini sıvazlıyor olmalıydı. Ben de bikinimi çıkarmıştım ve ben de çırılçıplaktım.
Kendime hakim olamadım ve çıplak vaziyette hemen banyonun önünde aldım soluğu… Kapıyı aralık bırakmıştı yine… İçeriye baktığımda Murat tam tahmin ettiğim gibi yine otuzbir çekiyordu.
Artık ne olacaksa olsun diye düşünerek banyoya daldım. Kapıyı kapatıp arkama yaslandım. Ateş saçan gözlerimle erkeğe baktım. Murat elinde yarrağı ile bana bakıp kalmıştı.
İkimiz de bir tek kelime etmeden, öylece bakıştık… Genç oğlanın elindeki alet gerçekten iştah kabartıcıydı. Sikini tutan ellerini iki yana bıraktı. Kasıklarından mızrak gibi yükselen sertleşmiş, hafif kıvrık erkeklik organı bana doğru bakıyordu.
Of tanrım… Adeta nü bir tablo gibiydi. Sarışın kıvırcık saçlarıyla aynı renkteki kıvırcık kasık kılları sikinin etrafını sarmıştı. Geri kalan tüysüz kılsız erkek bedeniyle bir eski yunan heykeli gibiydi, kusursuz… Kuruyan dudaklarımı dilimle ıslattım, şehvetten karılan bir sesle, “O şey benim için mi kalktı Murat?” diye sordum. Gözlerimi önündeki aletten yukarıya kaldırıp gözlerinin içine baktım. Ateş saçıyordu gözleri… O da benim çıplak bedenimi izliyordu aç gözlerle…
“Evet Serpil teyze…” dedi kısaca… “Senin için…” İki adımda yanına gittim, dudaklarımı yaklaştırdım etli erkek dudaklarına… Biraz daha… Bir santim kaldı dudaklarına değmeme… Derin soluklar halinde nefes almaya çalıştım. Önündeki mızrak kasıklarıma dokundu.
“Teyze deme bana… Ben… Ben yanıyorum Murat…” diye fısıldadım.
“Ben de öyleyim Serpil …”
“Öyleyse… Bu ateşi sen yaktın, sen söndür!” diyerek dudaklarına yapıştım.
Deli gibi öpüşüyorduk. Yarrağını elime aldığımda içim titremişti, kolay değil, iki senedir canlı bir erkeklik organı görmemiştim. Hemen eğilip o tatlı şeyi ağzıma aldım. Murat saçlarımdan tutmuş bastırıyor, yarrağını gırtlağıma kadar sokup çıkarıyordu.
Sonra kalkıp tekrar dudaklarına yapıştım. Biraz daha öpüşüp banyodan çıktık ve odama gittik. Yatağa uzanıp, “Hadi gel!” dedim. Murat bacaklarımı aralayıp üzerime uzandı ve dudaklarıma yapıştı. Bir müddet öptükten sonra göğüslerime geçti. Oradan aşağılara doğru kayarak amımı yalamaya başladı. Artık dayanacak gücüm kalmamıştı, Murat’ın saçlarından çekerek, “Sikeceksen sik beni artık!” dedim.
“Tamam Serpil teyze!” dedi ve yarrağını amıma soktu. Hırsla boynuna sarıldım, “Bak, hala teyze diyor bana… Sikini içime sokmuşsun, hala teyze diyorsun.” diyerek şehvetle kıvrandım, zevkten kasılan yüzümle gülümsemeye çalışıyordum. Yarrağı sanki içimi yararak girmişti amıma… Yavaş yavaş sokup çıkarıyordu. Dayanamadım ve
“Hızlan!” diye bağırdım. Murat git gide hızlanırken, ben de bacaklarımı beline dolamış, yarrağının daha derinlere girmesini sağlıyordum. Bu arada ben ikinci orgazmımı yaşıyordum.
Birden pozisyon değiştirip ben üste çıktım, Murat’ın yarrağı üstünde bir jokey gibi zıplıyordum. Murat, “Boşalacağım!” dedi. Ama ben istifimi bile bozmadan zıplamaya devam ettim ve Murat bütün döllerini içime boşalttı. Aynı anda ben de üçüncüye orgazm olup Murat’ın üstüne yığıldım.
Murat’ın boşalmasına rağmen yarrağı halen içimde kütük gibi duruyordu. Bir iki dakika öyle kaldıktan sonra birden beni kaldırıp önünde domalttı, arkadan amıma girip beni köpekleme pozisyonunda sert sert sikmeye başladı.
Sonra kollarımı ve bacaklarımı yanlara çekiştirip beni yatağa yüz üstü yapıştırıp üstüme abanarak beni sikmeye devam etti. Öyle bir sikiyordu ki beni, altında ağırlığıyla zevkten dört köşe oluyordum.
Birkaç dakika kadar o pozisyonda siktikten sonra beni çevirip sırt üstü yatırdı ve göğüslerimin üstüne oturup yarrağını ağzıma verdi. Yarrağını deli gibi yalıyordum.
Bir iki dakika yalattıktan sonra ağzıma öyle bir soktu ve titremeye başladı ki, ağzıma boşalıyordu. Çıkarmak istedim ama başaramadım, bütün döllerini ağzıma boşalttı, ben de mecburen bütün döllerini yuttum. Murat, “Harika bir kadınsın Serpil teyze!” diyerek yanıma yattı, biraz göğüslerimi okşayarak boynumu boğazımı öptükten sonra, “Ben bir duş alayım…” diyerek kalktı odadan çıktı.
Ben zevkten mayışmış bir şekilde kalkamamıştım. İki yıldır yarrağa hasretlikten sonra ilk defa sikilmenin yorgunluğuyla biraz daha yattım.
Aşağıdan konuşma sesleri gelince ne oluyor diye merak ettim, üzerime sabahlığımı geçirip aşağıya indim. Emre gelmiş, Murat da duşunu almış banyodan beline doladığı havluyla salonda oturmuş, gülüşerek konuşuyorlardı. Ben olanı biteni anlamaya çalışırken, Emre gülümseyerek başıyla Murat’ı işaret etti ve “Senin için hazırladığım sürprizimi beğenmişsin anne!” dedi.
Ben şok olmuştum, kaçarcasına hemen odama geri döndüm kapımı kapadım. Doğrusu utancımdan ne düşüneceğimi bilmiyordum. Oğlum plan kurmuş, beni en iyi arkadaşına siktirmişti. İki dakika sonra kapı açıldı Emre odama girdi. Ben öylece oturuyordum. Yanıma oturdu ve, “Annem, senin daha fazla erkeksiz kalmana gönlüm razı olmadı. Adının kötüye çıkmasını istemediğin için kimseyle beraber olmadığını biliyordum. O yüzden böyle bir oyun yaptık.”
“Ah Emre… İnanamıyorum sana… Ne bileyim. Utanıyorum şu anda…” Gülümseyerek omuzuma sarıldı.
“Bunda asla utanılacak bir durum yok. Seks yapmak en doğal ihtiyaç…Senin de bundan mahrum kalmaman lazım… Murat’a sonuna kadar güvenebilirsin ve istediğin zaman beraber olabilirsin!” dedi.
“Benim için kötü şeyler düşünmeyeceksin değil mi oğlum? Sonuçta annenim senin… Arkadaşın da anneni yatırıp… Beni…” Utanarak cümlemi yarım bıraktım. Güldü, “Utanma dedim sana anne… Evet, arkadaşım az önce annemi yatırıp sikti. Bundan sonra da sen istediğin müddetçe anamı sikecek. Murat ya da beğendiğin başka bir erkek… Hiç sorun değil annem… Yeter ki sen mutlu ol…”
Emre’ye sarılıp yanaklarından öperek, anlayışı ve beni düşündüğü için teşekkür ettim.
O günden beri Murat’la karı koca gibiyiz, istediğimiz zaman sikişiyoruz. Emre yanımızda olsa bile, Murat’la göz göze geliyoruz, bir anda ikimizin de kanımız kaynıyor.
Sarılıp öpüyor beni, oğlumun yanında çılgın gibi öpüşüyoruz. Çoğunlukla onun da yanında kız arkadaşı oluyor. Bizi görünce onlar da başlıyorlar sevişmeye…
İyice ateşlenip yatağa gitme arzusu baskın çıkınca yaramazın ellerinin memelerime, kasıklarıma, her yerime dalmasını güçlükle engelliyorum. Dayanamıyoruz. Emre’den ve kızdan müsaade istiyoruz. El ele tutuşup sarmaş dolaş odamıza giderken oğlum arkamızdan gülümseyerek bizi izliyor.
Genç aygırım beni odaya götürüyor ve bir güzel sevişiyoruz. O muhteşem yarağıyla sike sike bir orgazmdan diğerine uçuruyor beni…
Nefes nefese, saç baş dağılmış, orgazm sarhoşluğuyla yatakta uzanıp dinlenmeye çalışırken, aşağıdan inleme sesleri yükseliyor. Oğlum da kız arkadaşını bağırta bağırta sikiyor. Murat bana bakıyor, “Senin oğlan da boş durmuyor, kızı sikmeye başladı.” diyor elleri her yerimde dolaşırken… Az önce sikilmiş amcığımı okşayan parmakları tekrar ateşliyor beni… Yeniden kalkıp sertleşmiş erkekliğini tutup üstüme çekiyorum sabırsızca…
“Sen neyi bekliyorsun peki?” diyorum bacaklarımı aralayıp sikini amıma hizalarken…
“Hadi biz de sevişelim. Tekrar… Bir daha… Sik beni aşkım… Bir daha sik erkeğim benim… Arkadaşının azgın annesini sik…”
Sikilmek kadar güzel bir şey yok, hele yediğiniz şey oğlunuz yaşında gencecik bir delikanlının taş gibi sert yarrağıysa…