Kankası Karısına Arkadan Geçirirken Kocası Ağzını Kapatıyor; Böyle şehirli gavat kocalarda var işte evine alıp yedirip içerdiği kankasına birde karısını götünden sikmesi için izin veriyor aynı zamanda götten yarak yediği için acı içinde inleyen karısının ağzını tutup bağırmasını engelliyor emin olun böyle İstanbullu gavat koca görmemişsinizdir, kankası da hem yiyip içiyor hem de evde kalıyor birde arkadaşının karısını götten sikiyor bu adama madalya takılması gerekiyor.
Ben balık etinde 168 boyunda kısa kestane rengi saçları olan oldukça güzel bir bayanım. Çevremden de beğenenler çok olur beni… 30 yaşındayım ve 8 yıllık evliyim. Eşim Semih bir özel kuruluşta çalışıyor ve iyi maaşı var. Teknisyen kendisi… Çok iyi anlaştığı bir kankası var, Özcan devlet memuru ve çok iyi anlaşırız. Özcan yakışıklı, evine bağlı birisiydi. İçki içerdi ama kumarı ve çapkınlığı yoktu.
Özcan da karısı Sevgi de son derece kibar ve misafirperver insanlar… Devamlı onlara gider gelir, hafta sonlarını onlarla beraber geçirirdik. Zaten samimi arkadaşlık yaptığımız bir tek onlar vardı. En iyi onlarla anlaşırdık. Neyse.. Son zamanlarda başıma gelenler beni çileden çıkardı. Çileden demeyelim de yoldan diyelim.
Kocam Semih son zamanlarda seks yaşantımızı renklendirelim falan filan demeye başlamıştı. Yatakta sevişirken fanteziler kuruyor, bunları bir yandan kulağıma fısıldıyor, bir yandan da beni düzüyordu…
Bu yeni durum ilk zamanlar bana çok itici geliyordu ama sonraları dinlemek de hoşuma gitmeye başlamıştı. Uzun ve çekici olan fantezileri beni etkiliyor, azdırıyordu yatakta… Sürekli başkalarının beni nasıl düzdüğünden bahsediyordu. Benim ne kadar seksi, şehvetli bir kadın olduğumu, çok güzel seviştiğimi, erkeklerin yiyecek gibi bana bakmalarından gurur duyduğunu söyleyip duruyordu. Bu beni de etkiliyordu ama sadece fantezi olduğundan işimiz bittiğinde her şey bitiyordu.
Yatağımızın karşısına büyük ekran bir televizyon koymuş, her yatağa girdiğimizde porno filmleri koyup seyretmekle başlıyorduk sevişmeye… O harika vücutlu porno yıldızlarının koca koca erkeklik organları kadınlara girip çıktıkça içim bir hoş oluyor, dere gibi sularım akmaya, kocamın aletine saldırmaya başlıyordum.
Çoğu zaman filmin sonunu göremiyorduk bile… Kocam üstümde bacaklarımın arasında gidip gelirken benim gözüm o erkeklerde, penislerinde; kulağımda onların inlemeleriyle çıldırıyordum. Kocam bir yandan beni beceriyor, bir yandan da kulağıma
– “Oohhh.. Harikasın canım… Nasıl sikişiyorlar di mi? Gözünü ayıramıyorsun yaraklardan… Ne yarak var adamda… İster misin canım? İçine girsin mi o koca şey?” diye diye beni de ateşliyordu… Kıvranıyordum altında, deliriyordum,
– “Ohhh… Evet aşkım… Çok güzel ama, harika… Şu sikinin büyüklüğüne bak… Nasıl bağırttırıyor kadını? Ohhh… Kocacığım, keşke yanımızda olsalardı… Sen kızı sikerken, adam da o koca sikini daldırırdı bana… Hadi, sen de onun gibi sik beni… Dibime kadar sok sikini… Ohhh…”
Zaman geçtikçe sonuç gerçekten kocamın dediği gibi olmuş, seks hayatımız renklenmiş, harika diyebileceğim bir konuma gelmişti. Akşam olmasını, kocamın gelmesini dört gözle beklemeye başlamıştım. Yemeği hazırladıktan sonra, küvete girip kokulu şampuanlarla duşumu alıyor, kremlenip en seksi giysilerimi giyerek gelmesini bekliyordum.
Kapıdan girer girmez gözleri faltaşı gibi açılan kocamla ilk seansı kapının önünde yapıyorduk bazen… Yatağa gidene kadar üstümdeki mini eteklerle, jartiyerli çoraplarla, liseli giysilerimle eğile kalka, her tarafımı sergileye sergileye kocamı azdırıyordum. Bazen ben onu, bazen dayanamayıp o beni yatağa atıyor, bazen de yatağa gidemeden nerde yakalarsa orda sikiyordu beni…
Bir gün Sevgi telefon açtı, beni evlerine çağırdı. Ben de can sıkıntısından AVM geziyordum, şık şıkırdım giysilerle…
– “Akşam Özcan’ın annesi babası gelecek, yemek hazırlamam için bana yardım eder misin?” dedi
– “Memnuniyetle…” dedim. AVM den direkt olarak Sevgi’nin evine gittim. Hoş beş derken Semih’i arayıp,
– “Ben Sevgi’nin evdeyim. İş çıkışı buraya gel, yemeği birlikte yiyelim…” dedim.
Bu arada Sevgi rahat etmem için kendi kıyafetlerinden verdi. Üzerimdeki şık kıyafetleri çıkarıp bol ve basma ince bir etek tişört ve tülbent giydim. İşin ilginci o da balık etinde ve benim kilomda… Sima olarak da, yapı olarak da birbirimize benziyoruz yani… Her konuda anlaşıyoruz arkadaşımla… Akşam olmaya başlamıştı hazırlıklar da bitmek üzereydi. Sevgi,
– “Sultan, sen salatayı hazırlayıver, ben de ortalığı toplayayım” dedi
O oturma odasına gitti, ben de salata işine giriştim. Biraz sonra giriş kapısının açıldığını duydum. Anlaşılan Özcan gelmişti. Erken çıkıyordu. Semih özel şirkette çalıştığından geç gelirdi işten… Ben iyice dalmış, işimi yapıyordum. Marullarla, domateslerle uğraşmaya o kadar dalmışım ki, arkamdan aniden birisi kucaklayıverdi. Özcan…
Ama ne kucaklama… Bir anda bir eliyle sağ mememi avuçlamış, sol elini de eteğin üstünden pençe gibi geçirip şeftalimi avuçlayıvermişti. Bu arada kollarıyla da sımsıkı kendine, kasıklarına bastırıyor, dudaklarını ensemde dolaştırıyordu. Kalçalarıma batan taş gibi sertliği hissedebilmiştim o kısacık, şimşek gibi çakan kucaklama sırasında…
– “Aşkım seni çok özledim..” dedi. Bu anlattıklarım sadece bir kaç saniye içinde oldu yani ben geriye dönene kadar yapacağını yapmış, ben de gayrı ihtiyari “Ayyy…” diye çığlık atmıştım. Hemen arkamı dönerken,
– “Ne yapıyorsun Özcan?” dedim. Adam sesimi duyup karısı yerine beni kucakladığını anlayana kadar bir süre geçti. Bir afalladı, bir afalladı. Şok geçirdi. Ben de tamamen ona dönmüş, mutfak bankosuna dayanmıştım. Karşılıklı duruyorduk.
– “Ama.. Ama.. Ben.. Ben.. Şey.. Çok özür dilerim Sultan.. Ben seni Sevgi sandım.. Hay Allah.. Ben ne yaptım?” diyerek kekeliyordu.
Özcan’ın yüzü kızarmıştı, utançla birlikte söyleyecek söz de bulamıyordu. Anlaşılan benim evde olduğumdan haberi olmayan Özcan, beni arkadan Sevgi’nin kıyafetleriyle görünce karısı zannedip kucaklamak istemişti. Bu arada attığım çığlığı duyan Sevgi de oturma odasından seslendi
– “Ne oldu Sultan? Bir şey mi oldu?” diye soruyordu. Ben de hemen toparlanıp,
– “Yok bir şey… Nerdeyse salatayı döküyordum, onun için bağırdım..” dedim. Özcan diyecek kelime bulamıyordu o anda… Ben işi düzeltmiştim tabi… Gülümseyerek koluna dokundum,
– “Tamam canım, önemli değil… Sevginin kıyafetleri üstümde olunca o zannettin. Gayet doğal… Hadi içeri gir, Sevgi yanlış anlamasın… ” dedim.
O da gülümsedi. Adam benim rahat tavrıma bayılmıştı. Aslında ben de şaşırmıştım kendime… Nasıl bu kadar rahat olabildim ki… Hem o anda Özcan’ı ele vermemek için söylediğim yalana kendim de hayret etmiştim…
Özcan’ın annesi ile babası gelene kadar oturma odasına giremedim utancımdan… Sanki suçlu benmişim gibi… Özcan kucaklanma işinin hoşuma gittiğini düşünüyordu mutlaka, onu kurtarmak için yalan söyleyivermiştim…
Neyse, büyükler geldi. Yemekler çaylar hoş sohbet… Saat 10 gibi Semih de geldi ona da yemek koyduk, yedik, içtik.
Özcan’ın ailesini arabayla evlerine bırakmak Semih’e düştü. Özcan’ın arabası arızalıydı. Onlar çıktıktan sonra evde üçümüz kaldık. Bu süre zarfında Özcan’la göz göze gelmemeye çok çalıştım. Ama ne zaman baksam adamı bana bakarken, oramı buramı süzerken görüyordum.
Ya bana ne oluyordu böyle? Resmen göz zinasına başlıyordum… Adamın bakışları sanki değişmişti. Ya da bana öyle geliyordu. Bir yanlışlık nelere yol açmıştı.
Semih gelene kadar oturduk. Bazen Sevgi mutfağa gidiyor, kocasıyla odada yalnız kalıyorduk. Bir şey diyemiyordum. O da utanıyor ama anlamlı bakışları sanki bir şeyler anlatmaya çalışıyordu. Aslında ben de etkilenmiştim olaydan… Elleriyle hem memelerimi hem kasıklarımı ellemesi, ayrıca kalçalarımı sikinin üzerine bastırması…
Aklıma geldikçe kızarıyordum. Olay beni çok etkilemişti. Dakikalar ilerledikçe sevişme arzularım kabarıyordu.. Sanki ayarlarımla oynamıştı adam… Hemen eve gidip kocamla sevişmeliydim. Ben bu duygularla baş etmeye çalışırken hınzır herif bana,
– “Hasta mısın Sultan? Yüzün kızarıyor..” falan diye soruyordu. Hem de Sevgi’nin yanında, bilerek mahsustan soruyordu. Ben de
– “Herhalde yorgunluktan…” falan diyor, kafamı eğiyordum.
O akşam ona çok sinir olmuştum. Resmen benimle dalga geçti. Ama yalana gerek yok, bir o kadar da arzulamaya başlamıştım herifi… Fırsat buldukça gece boyunca çaktırmadan önündeki kabarıklığa baktım. Normalde dururken bile önü kabarık görünüyordu. Herhalde kalın bir siki vardı ve Sevgi’yi çok iyi beceriyor olmalıydı.
Sonunda kocam geldi, biz de çıktık, eve geldik. İçeriye girer girmez, hemen Semih’e sarıldım, dudaklarından öptüm.
– “Hadi kocacığım sevişelim…” dedim. Kocam benim bu aktif halime alışık olmadığından şaşırdı, ama sevişme isteğinin benden gelmesine sevinerek öpücüklerime karşılık verdi, sevişti benimle…
– “Bu akşam ne fantezin var sevgilim?” dedim. Yine şaşırmıştı. Hiç sormazdım oysa, hoşuna gitmişti.
– “Bilmem, sen seç” dedi,
– “O zaman beni mutfakta düz olur mu? Mutfakta mermere daya ve arkamdan o koca sikini amıma geçir…” dedim. Kafasını salladı çok heyecanlanmıştı
– “Yalnız senden bir ricam var. Kesinlikle önüme çevirmek yok. Konuşma ve sadece beni sikerken ensemi kulak memelerimi em, bir elinle de memelerimi okşa tamam mı?”
– “Tamam” dedi. O dünden razıydı, hemen geçtik mutfağa… Lavabonun bataryasını tutup mutfak bankosunun önünde eğildim. Bacaklarımı araladım. Üstümde giysilerim vardı. Eteğim belime sıvandı. Titreyen eller külotumu yırtarak çıkardı. Çıplak, ıslak, içinden sular akan kadınlığımı koca sikiyle hiç bekletmeden, aniden dolduruverdi.
– “Ahhh..” diyebildim. Kocam arkamda beni düzerken hep Özcan’ı düşledim. Sanki o vardı arkamda.. Sanki onun siki giriyordu amıma… Arkadan uzanıp memelerimi avuçlayan elleri sanki onun elleriydi… Öyle zevk alıyordum ki…
– “Ohhhh… Hadi sok.. Sok.. Bastır aslanım.. Senindir bu bal kutusu.. Hadi.. Sik beni…” diye bağırıyordum.
Kocam da kudurmuş bir şekilde arkamda işini yapıyordu. Nefesi ensemde, kulak memelerimde gezinirken, tüm arzularım kabarmış delirmiştim. İçime girip çıkan sikin fışkırttığı amımın sularının baldırlarıma aktığını hissedebiliyordum. İkimiz de aynı anda, kasıla kasıla bağıra bağıra boşaldık. Müthişti.
Banyoya girip yıkandım ve peşimden Semih girdi. Tam o sırada cep telefonu çaldı. Üstüme havlu alamadan çırçıplak koşup baktım. Özcan arıyordu. Yine heyecanlanmıştım, açtım.
Az önce müthiş bir orgazm yaşamama rağmen onun sesini duymak yine ıslanmama yetmişti. Yine karnımda, kasıklarımda karıncalar gezinmeye başlamıştı. Elimi kadınlığıma uzatıp avuçlarken konuşmaya devam ediyordum. Sesim ister istemez boğuk, yatak sesi gibi çıkıyordu. Gayet kibar bir şekilde kocamı sordu.
– “İşi var şu anda, gelemez” dedim.
– “Tuvalette mi?” dedi
– Hayır, banyoda, duş alıyor” deyiverdim. Evet desem hiç sorun yok, ısrarla soruyor, yalan da aklıma gelmedi ben de doğruyu söylemek zorunda kaldım.
– “Yaa…” dedi anlamlı anlamlı… “Duş alıyor demek…” Ben de elimde olmadan güldüm
– “Hemen de aklına şeytanlık gelir…” dedim. Aman tanrım, adama resmen pas atmıştım. İyi geceler dileyip telefonu kapattık… İçim içimi yiyordu. Adam kocamla seviştiğimizi anlamıştı. Uyuyana kadar onu düşündüm.
Semih ertesi akşam eve gelince geceki azgınlığımı sordu, ben de bir yalan uydurdum. Sonraki sevişmelerimizde fantezi yaparken kocam nedense sürekli Özcan’dan bahsetmeye başladı. Ben zaten kendimi zor tutuyorum, o yangına körükle geliyordu
Bir gün yine evde yalnız, banyoya girmek üzere soyunmuştum. Temiz havlu alırken boy aynasının karşısına geçtim. Yine aklıma o sahne geldi. Aynaya bakarak kendimi karnımı, kasıklarımı, üçgenimi okşamaya başladım.
Özcan’ın arkama değdirdiği koca sikin bu ama nasıl gireceğini, beni sikerken nasıl zevk alacağımı düşünüyordum. Acaba evde yalnız olsaydık olay nereye giderdi? Kocamla kurduğumuz fanteziler gerçek olurdu mutlaka… Özcan da bu sulanmış amımın tadına bakmak ister miydi diye hayal kuruyordum…
Tam ben bu vaziyette, fantezinin dibine vurmuş hayaller içindeyken telefon çalmaya başladı. Telaşla silkinip yanı başımda duran telefonu kaptım, suyumdan ıslanmış parmaklarımla açtım. Karşımda yine Özcan… Hey yavrum… Sanki bir işaretti bu… Ben onu hayal ederek mastürbasyon yaparken, o aynı anda beni arıyordu. Semih’i sordu,
– “Daha gelmedi. Geç geliyor biliyorsun…” dedim. Bir an durdu, sonra
– “Sultancım, geçen gün için çok üzgünüm” dedi. Şaşırmıştım. Neden kapanmış bir konuyu açıyordu bu adam…
– “Özcan üzme kendini, o konu kapandı artık…”
– “Ama o günden beri aklımdan çıkmıyor…”
– “Neden ki ?”
– “Yani.. Özür dileyemedim falan…”
– “Diledin işte.. Özcan, kendini suçlama.. Oldu bir hata.. İkimiz de suçluyuz.. Kafana takma olur mu?”
Evet onu deli gibi arzuluyordum ama kendimi hemen kucağına atamazdım. Her ne kadar kocamla fantezilerimize onu ikinci kocam olarak alsak da yapamıyordum işte, şaşkın gibiydim. Hem deli gibi istiyordum onu, hem de bir şeyler hayallerimin gerçek olmasını engelliyordu.
– “Bir de teşekkür borçluyum sana Sultan… Beni ele vermedin Sevgi’ye karşı, çünkü çok şüpheci, canıma okuyabilirdi sorularıyla…” dedi. Ben kapatmaya çalışıyordum o açıyordu.
– “Evet, Sevgi çok şüpheci ve çok iyi arkadaşım… Onu kaybetmeyi kesinlikle istemem…” diyerek bu olaya ne kadar kapalı olduğumu ima ettim. Bozulmuştu biraz… İyi günler dileyerek kapattık ama içim yanıyordu.
Yine arzularım kabarmış kuduruyordum. Özcan’ı terslemiştim ama aslında çok istiyordum. Onun kaslı kollarına dolanmak, kaba elleriyle her yerimi okşamasını, kalın etli dudaklarıyla dudaklarımı emmesini istiyordum. Büyük, kalın ve damarlı olduğunu düşlediğim sikinin amımın içinde gidip geldiğini düşünmek amımı sulandırıyordu.
Yine de basit bir kadın olmamalıydım. Onu ne kadar istediğimi ona belli edemezdim. Fakat zaman geçtikçe ona duyduğum arzu çoğalmaya başladı. Ne zaman bir araya gelsek, o akşamki sarılması, kadınlığımı mıncıklaması aklıma geliyordu.
Bir gece kocamla yemekten sonra şarabımızı alıp yatağa geçmiştik. Çırılçıplak soyunmuş, yatakta uzanıp televizyonda porno izlerken elimizde kadehler şarap içiyorduk. İzlediğimiz filmin konusu grup seksti. İki çift birlikte oluyorlar, harika sevişiyorlardı. Kadehi elimden bırakıp kocamın sikini kapmış, okşayıp duruyordum. Taş gibiydi avuçlarımın içinde… Ben sikini okşarken Semih gözlerini ekrandan ayırmadan,
– “Sana bir şey söyleyeyim mi Sultanım?” dedi “Ama kızmak yok”.
– “Söyle aşkım…”
– “Biliyor musun, ben Özcan’ın aleti gördüm” Yutkundum. Şokla birlikte bir anda ateşim de çıkmıştı.
– “Yok ya, nasıl?” diyebildim sadece.
– “Geçen ay halı sahada maç yapmıştık ya… Maçtan sonra duşa gitmiştik. Özcan saçını şampuanlamış, köpüklüydü. Biz de arkadaşlarla onu gözledik dalgasına, gülmek için…”
– “Eee ?” dedim heyecanla “Gördünüz mü Özcan’ın sikini?” Dönüp bana baktı,
– “Oohh.. Ne güzel söyledin kız.. Ne olur, bir kere daha söyle…”
– “Sikini gördün mü arkadaşının? Özcan’ın sikini gördün mü?” diye devam ettim. Avucumun içindeki siki de iyice sertleşmiş, taş gibi olmuştu. “Ne o kocacığım? Hoşuna mı gitti Özcan’ın sikinden bahsedince?“
– “Evet aşkım. Sen Özcan’ın siki falan deyince tahrik oldum işte…”
– “O zaman anlat bakalım, Özcan’ın siki nasıldı?”
– “Ya, şey… Baya uzun bi şeydi. Sağa sola sallanıyordu. Damarları çıkmıştı. Kalınlığı da epey vardı yani, bilek gibi…”
– “Demek ki karısı doğru söylüyormuş…” dedim mahsustan
– “Ne yani? Sevgi kocasının sikini mi anlattı sana?” dedi. Kocamın da Sevgi’ye karşı kayıtsız olmadığını seziyordum. Adı geçince gözleri parlar, kulakları dikilirdi, farkındaydım.
– “Evet, bazen konuşuyoruz işte… Laf sırası gelince muhabbet ederken… O anlatırken ben abartıyor diye düşünüyordum hep…”
– “Yok, abartı değil hakikaten baya büyük bi şey… Sen de ona benden benimkinden bahsetseydin bari…”
– “O anlatınca ben de anlattım tabi… Canımı yakıyor bazen, pek büyük benimki de, dedim. Pornoları seyredip seyredip sabaha kadar birbirimize atlıyoruz dedim… ”
– “Ooohhh harikasın karıcığım…”
– “Semih… Arkadaşın olmadan pek içmezdin sen… Bu akşam neden yalnız içiyorsun hayret…” Yüzüme baktı,
– “Evet ya… Ne dersin karıcım? Çağıralım mı bizimkileri?” dedi
– “Ne o? Sevgi’yi mi göreceksin?” diye takıldım
– “Sen de Özcan’ı görürsün karıcığım… Geçenlerde onlarda otururken, adamın önünden gözlerini alamıyordun.” Yutkundum, elimdeki kadehten bir yudum aldım,
– “Saçmalama aşkım, nerden çıkardın?”
– “Hadi hadi, itiraz etme canım, gördüğüm şeyi söylüyorum. Çekinecek bir şey yok bunda…”
– “Tamam, gözüm ilişti bir iki defa… Ama sen de Sevgi biraz açık, kısa giydi mi bacaklarına, kalçalarına bakıyorsun, kaç kez gördüm” Mahcup, utanarak güldü,
– “Demek ki ikimiz de aynı suçu işlemişiz aşkım…” Uzanıp dudaklarımı öptü. “Eskiden pek böyle şeyler düşünmezdim inan… Sevişirken onlardan bahsetmekten, onları yatağımıza almaktan herhalde… Onları gördükçe elimde olmadan onlar hakkında konuştuklarımız aklıma geliyor karıcım…”
– “Semih, bak ne yapalım? Hadi telefon aç da, çağır şunları… Neşelenelim biraz…” dedim. Hiç itiraz etmeden kalktı, telefon açtı Özcan’a… Gözlerini benden ayırmadan,
– “Naber kanka? Neredesiniz siz yahu? Biz Sultan’la canımız sıkıldı, iki tek atalım dedik, kafaları bulduk. Boğazımızdan geçmedi. Siz de isterseniz atlayın gelin. Hem içeriz, hem laflarız…” dedi. Sesini duyuyordum Özcan’ın,
– “Geç olmadı mı dostum? Hem Sultan ister mi bakalım bu saatte misafir?” dedi
– “Bizimki söyledi zaten, ara da gelsinler dedi, onun istemesiyle aradım seni…” demez mi? Hemen kolunu çimdikledim Semih’in ama iş işten geçmişti.
– “Haa… O zaman geliriz tabi ki ama…”
– “Ne aması?” dedi Semih
– “Bizimki yok, annesine gitti bu akşam…”
– “Yaaaa demek öyle?” dedi kocam hayal kırıklığıyla… Ben de aynı durumdaydım. Hevesim kursağımda kalmıştı. Semih,
– “Olsun canım, sen gel” dedi.
– “Olmaz kanka, Sultan rahatsız olur…”
– “Ne rahatsızlığı yav, saçmalamasana… Kalk gel işte…”
– “Peki o zaman geliyorum” diyerek kabul etti Özcan. Telefonun kapanmasıyla birlikte ateşler içerisinde kalmıştım. Yanaklarım kızarmıştı. Kızar gibi yaparak
– “Sen ne yaptın?” dedim. “Sanki gelmesini sadece ben istemişim gibi çağırdın adamı…”
– “Eee ne yapalım karıcım… Benim şansım yokmuş. Ama senin varmış..”
– “Ne yani? Ne demek o?”
– “Hadi hadi… Ben malımı tanırım. Heyecandan ellerin titriyor. İstemezmiş gibi konuşup durma… Geliyor işte… Bu gece senin gecen… Hadi bakalım, Özcan’ı delirt bu gece…”
– “Sen ne söylüyorsun Semih? Bunu nasıl yaparım ben?”
– “Canım, adamın koynuna gir demedim ki… Sadece eğleneceğiz. Biraz serbest giyin, rahat davran. Bir iki dekolte göster, frikik ver. Güzel karımın güzelliklerini görsün, Özcan bey…”
– “Oh, delisin sen… Saçmalama kocacığım…”
– “Benim yanımda bir şey de yapamaz, sana baka baka kudursun enayi… Biz de hem güleriz, hem fantezi yapmış oluruz…”
– “İyi ama… Ya Özcan asılmaya kalkarsa? Onu hesaba katıyor musun?”
– “Meraklanma ona cesaret edemez, yanınızda ben varım.”
– “Bak, içelim diye adamı çağırdın. İçki şişede durduğu gibi durmaz. O da kafayı bulur. Sarhoş kafayla bana asılmaya, oramı buramı ellemeye kalkar. Sonra da aranız açılır yok yere…”
– “O kadar ileri giderse önlemini alırız aşkım. Ufak tefek şeyler olur tabi, o kadarına göz yumarım, meraklanma… Sadece eğlenelim, ben senin de bu işten zevk almanı istiyorum”
– “Tamam o zaman, dediğin gibi olsun. Gelince onu kudurtacağım. Ama adam üstüme atlarsa engellemek de sana kalmış, tamam mı?”
– “Tamam canım. Hah şöyle, yola gel…”
Hemen yataktan kalktık. Balık kesim eteğimi giydim. Kalça kısmı dar kesim olduğundan geniş kalçalarımı meydana çıkarıyor, alttaki pliler bacaklarımın uzunluğunu meydana çıkarıyor, çok seksi gösteriyordu beni.
Üstüme de bir dar badi çektim yakası açık… Altına sutyen takmadım, diriliğini koruyan göğüslerim nedeniyle çoğu zaman kullanmazdım zaten… Ama bu gece yükselen libidom nedeniyle uçları daha bir kabarmış, badinin üzerinden görünüyordu.
Son derece seksi, şuh bir kadın olmuştum. Kafam da kıyak olmuştu, yatakta porno izlerken üç kadeh şarap içmiştim. Makyajımı bitirdiğimde kapının zili çaldı. Özcan elinde biralarla gelmişti. Kapıyı açtım, içeriye buyur ettim. Artık daha bir cesaretli bakabiliyordum yüzüne içkiliyken… Kucaklama olayı nedeniyle utanma filan kalmamıştı.
— “Hoş geldin Özcan…” diyerek sarıldım, yanaklarından öptüm, içeri aldım. Önünden kalçalarımı kıvıra kıvıra gidiyordum. Arkamdan nasıl da bakmıştır…
Oturduk, sohbet muhabbet epey eğlendik. Ben kocamın talimatlarını uyguluyordum sürekli… Koltukta bacak bacak üstüne atıyor, farkında değilmiş gibi eteğimi kalçalarıma kadar sıyırıyordum.
Kocam başını başka yere çevirdiğinde, Özcan görmez tarafından beni süzüyor, imrenerek yutkunuyordu. Ben de gülümsemekle yetiniyordum.
Özcan’la Semih karşılıklı kanepelerde oturuyorlardı, ortalarından geçebiliyordum. Önlerinde de sehpalar vardı. Ben kocamın önündeki sehpaya eğildiğimde Özcan’a karşı domalmış oluyordum. Kalçalarımı iyice dışarı çıkararak eğiliyordum. Amacım geçen gün sikini dayadığı kalçalarımın ne kadar güzel olduğunu göstermekti.
Bir ara kocam tuvalete kalktı. Ben de kalktım, kocamın sehpasına eğildim, yine çıkardım kalçalarımı, kıvırarak, çevirerek bardakları, şişeleri toparladım. O anda Özcan,
– “Hayatımda gördüğüm en güzel şeyler…” diye mırıldandı. Hemen doğruldum
– “Ne o güzel olan şeyler Özcan?” Hemen düzeltti
– “Şey, aklıma bir şey geldi de… Sen bana bakma konuşuyorum işte…” dedi.
Keşke biraz daha cesaretli olabilse dedim kendi kendime… Adam orama burama baktıkça pantolonun önündeki kabarıklık gitgide artıyor, iyice gözüme batıyordu. İçimi müthiş bir sevişme arzusu kaplamıştı. Seks yapmak istiyordum düpedüz. Başım dönüyordu, içkiden mi, onunla sevişme isteğinden mi bilmiyorum.
Artık hayallerimi gerçekleştirmeliydim bu gece… Hazır karısı yokken… Hazır içkiler içilmiş, engeller kalkmışken… Bu fırsatı kaçırmadan onun altına yatmalıydım. Bir şekilde kocamı devreden çıkarmanın, uyutmanın bir yolunu bulmalıydım.
Bu gece arkadaşının önünde açılıp saçılmama izin vermişti ama adamın beni gerçekten becermesini istemezdi herhalde… Yatakta kurduğumuz seks fantezilerinden ibaretti benim başkasıyla sevişmem…
Biraz sonra kocam banyoda işini bitirmiş, geldi. Müzik setine gitti, güzel bir dans müziği açtı, bana döndü,
– “Hadi, dans edelim hayatım…” dedi.
– “Aaaa, misafirin karısı yok bu gece biliyorsun. O yokken bizim nispet yapar gibi onun yanında dans etmemiz çok ayıp kocacığım” dedim. Özcan da,
– “Yoo, sorun değil, siz keyfinize bakın çocuklar… Hem ben misafir miyim Sultan, aşk olsun…” dedi.
Ben de içimden “hadi ne olur, aşk olsun” diye iç geçiriyordum. Kalktım, kocamla dans etmeye başladık. Derken birbirimize iyice sarıldık. Sanki kilitlendik adeta… Önümde, kasıklarıma batan sertleşmiş sikini hissedebiliyordum.
Semih boynumu nefesi ile yokluyor, bazen öpüyor, bazen de diliyle yalıyordu. Benim gözler zevkten kısılıyor, ama bir şey yapamıyordum. Sonuçta Özcan’ı kudurtacaktık. Döne döne dans ediyorduk. Kocam arada bir elimi havaya kaldırıp etrafımda döndürüyor, döndürdükçe minicik eteğimi savurtarak şuh kahkahalar atıyordum.
Ellerini yavaş yavaş kalçalarıma indiriyordu kocam… Artık hiç kısıtlamayacaktım Semih’i… “Ne olacaksa olsun artık bu gece” dedim içimden… Bu gece mutlaka sevişmeliydim, ama Özcan’la, ama kocamla… Aslında ikisini de istiyordum.
Semih benim hareketlerini engellemediğimi görünce daha da ilerilere giderek kalçamı ellemeye, avuçlayıp sıkmaya başladı. Tam da Özcan’ın karşısında yapıyordu bunu… Adam kuduruyor, bir o kadar da ben kuduruyordum. Yavaş yavaş eteğimi yukarı çektiğini fark ettim. Boynuna dudaklarımı gömerken fısıldayarak,
– “Semih yapma. Özcan görecek. Çok ileri gittin. Adamın önünde beni de delirtiyorsun. Ne olur, yapma… Özcan’ı kudurtacaktık, biz kudurduk, delirdik iyice, yapma…” diyordum. O da elleri kalçalarımı okşarken,
– “Sus lütfen, ben ne yaptığımı biliyorum sevgilim… Sen merak etme…” diyordu.
Ben artık gözlerimi kısarak kocamın okşamalarına kaptırdım kendimi… Ellenip okşanmaktan nasıl zevk aldığımı Özcan da rahatlıkla görebiliyordu elbette… Kocam eteğimi iyice kaldırdı, parmakları külotumun kenarlarında dolaşıyordu şimdi… Benden hiç ses çıkmıyordu…
Özcan artık oturduğu yerden ince parlak külotlu çorabımın altından siyah külotumu görebiliyordu sanırım. Kocam pençeleriyle eteğin altından kalçalarımı sıkıyor mıncıklıyordu. Bir ara yönümü Özcan’a döndüğümde bizden çekinmeksizin sikini okşadığını gördüm.
Artık içkinin etkisi ile o da rahat davranıyordu. Bir anda gözlerim açılmıştı. Adam oturduğu yerde, benim bacaklarıma, kalçalarıma bakarak sikini pantolonunun üstünden okşuyordu. Kocam kulaklarımın memelerini yalarken
– “Hadi biraz da Özcan’la dans et tatlım…” dedi. Ben de istiyordum elbette… Hem daha neler neler istiyordum. Başımı çevirip Özcan’a baktım. Son bir defa uyardım kocamı,
– “Kocacığım, adamın siki kalkmış, bana baka baka okşayıp duruyor. Kalkmış sikiyle beni kollarının arasına alacak. Sen kızmayacak mısın?” dedim. Yüksek volümlü müzik yüzünden rahatça konuşabiliyorduk.
– “Neden kızayım canım, konuştuk ya önceden, kızmam.”
– “Ama sadece gösterip kudurtacaktık. Bu vaziyette dans etmeye kalkarsak, bu herif korkarım ayakta siker beni…”
– “Karıcım, boş ver bunları… Eğlenmene bak sen… Öyle seksi görünüyorsun ki… Özcan’ın sana baka baka tahrik olması, o koca sikini senin için kaldırması deli ediyor beni… Hoşuma gidiyor…”
– “Delisin sen aşkım… Ben ne yapayım peki? Senin yaptığın gibi okşasın mı beni? İzin vereyim mi ona, mıncıklasın mı karını? O da senin gibi sikini dayasın mı bana?”
– “Nasıl istiyorsan, içinden nasıl geliyorsa öyle davran… Evet, sadece kudurtacaktık, öyleydi… Ama artık senin dediğin gibi, hepimiz kudurduk. Eğer Özcan seni sikmek isterse de siksin… Sen onunla sevişmeyi istiyorsan eğer ben daha fazla istiyorum… Ve inan bana, o koca yarağını sana geçirirken çok hoşuma gidecek., çok mutlu olurum…”
Kocamın bu itirafına şaşırmıştım ama sevinmiştim de… Ayaklarımın üzerinde yükselip kocamın boynuna sarıldım sımsıkı, dudaklarına yumuldum. Karı koca ayakta öpüşüyor, neredeyse dikey sevişiyorduk. Özcan da oturduğu yerden bizi izliyordu.
Çok tahrik olmuştum. Kocamın kollarının arasında nefes almamacasına öpüşüyor, taş gibi olmuş erkekliği karnıma, kasıklarıma sürtünüyordu. Bacaklarımın arasından zevk sularımın aktığını hissediyordum. Kocam sonunda zorlukla dudaklarını benden kopardı, ayrılıp belimden tuttu, Özcan’ın oturduğu koltuğa doğru itti yavaşça,
– “Hadi, yap şunu…” dedi. Ben de Semih’i bırakıp elimi Özcan’a uzattım,
– “Gel Özcan, biraz da seninle dans edelim. Orada yalnız kaldın…” dedim. Öyle kısık, şehvet dolu bir tonla söylemiştim ki, Özcan durumu anlamıştı. Sanki dans etmeye değil de, sevişmeye, yatağa çağırıyordum Özcan’ı…
– “Çok sevinirim” dedi. Kalktı, önce el ele dans etmek istedim.
– “Böyle mi yapacağız Sultanım?” dedi. İlk kez ağzından Sultanım sözünü duymuştum. İçim bir hoş oldu, ürperdim.
– “Sen nasıl istiyorsun?” dedim. Sarıldı sımsıkı, kendine çekti, vücudumu kendi bedenine yapıştırdı ve
– “İşte böyle… Senin için sakıncası yoksa…” dedi.
Penisinin sertliğini göbeğimde hissediyordum. Pantolonun taş gibi kabaran önünü dayamıştı bana… Özellikle sertliğini hissettirmek istiyordu… Ve evet… Hissediyordum… O gün mutfakta arkama dayanan taş gibi yarak, şimdi karnıma göbeğime baskı yapıyordu. Sulandığımı hissediyordum…
– “Hayır, bence sakıncası yok. İstediğin şekilde dans edebiliriz…” dedim. Ben de ellerimi, hatta kollarımı doladım boynuna… “Madem Sevgi yok bu gece, karının yokluğunu aratmayalım sana… İstediğini yap…”
– “Çok güzelsin sultanım… Ne mutlu bana… Ne mutlu bana kollarımdasın. Seni çok istiyorum sultanım… Öyle istiyorum ki, bilemezsin…” diyerek beni havaya sokuyordu.
Artık ben de bitmiştim. Elinde içki kadehiyle oturduğu koltuktan bizi izleyen kocamın önünde bir başka erkeğin kollarının cenderesinde eziliyordum. Kulağımda içimi gıcıklayan komplimanlarıyla, kalkmış ve bana dayanmış erkekliğiyle beni becermek isteyen bir erkek…
– “Beni arkamdan kucakladığın günden beri bu anı hayal ediyorum ben de… Seni düşüne düşüne deliriyordum neredeyse… Bu akşam seninim aşkım… Hadi artık, bana istediğini yap…” diye fısıldadım kulak memesini öperken… Dudaklarına öpücükler kondurdum. İrkildi,
– “Nasıl yani?” dedi şaşırarak… “Semih?”
Endişeyle başını çevirip bizi gülümseyerek izleyen kocama baktı. Kocam da oturduğu yerden kadehini havaya kaldırarak bize güldü. Bir eli önündeki kabarıklığın üzerinde, okşayıp duruyordu.
– “Sen kocama aldırma… Bana bak… Zaten senin kollarına o gönderdi beni…” dememle birlikte adeta saldırıya geçti, dudaklarımız birbirini kemirmeye başladı.
Öyle güzel emiyordu ki dudaklarımı koparacaktı sanki… Canım çok yanıyordu ama aldığım zevk kat kat fazla olduğundan sesimi çıkarmıyordum. Bu kez kocam oturduğu yerden bizi izliyordu. Özcan kulağıma,
– “Aslında her zaman seninle sevişmeyi o kadar çok istiyordum ki… Ama hayalden öteye gitmeyecek diye düşünürken o geceki hatayı yaptım. İyi ki de yapmışım. Bak artık kollarımdasın Sultanım…” diyordu. Ben de itiraf ettim,
– “O akşamdan beri seni düşlüyorum Özcan’ım. İnan bana, Semih’le sevişirken bile kocamın yerinde sen olduğunu düşlüyorum”
– “Hadi o zaman… Bu kadar azap çektiğimiz yeter…” dedi Özcan, beni soymaya başladı oracıkta… O çırılçıplak kaldı, benim üzerimde ise sadece siyah çorabımla külotum vardı. Elimden tutup etrafımda döndürdü, aç gözlerle her yerimi inceledi.
– “Oofff… Şu güzelliğe bak… Şu seksiliğe bak be… Ben rüyadayım her halde…” diyordu. Hemen üstümde kalan çamaşırları da çıkarıp önümde diz çöktü, pırıl pırıl kaymak gibi tertemiz mis gibi kokan amımı yalamaya koyuldu.
– “İnanmıyorum ya… Senin de beni istediğini bilseydim şimdiye kadar harekete geçerdim. Şu amın güzelliğine bak… Harikasın canım…” diye diye yalayıp duruyordu amımı… Saçlarından tutmuş kendime çekiyor, ayakta bacaklarımı mümkün olduğunca aralayıp daha da içime girmesini sağlamaya çalışıyordum.
Bir ara Semih kayboldu. Kıskandı her halde dedim. Kocamın beni başka bir erkekle sevişirken izlemesi hoşuma gidiyor, delice tahrik ediyordu ama artık onu görecek durumum yoktu. Adam ayakta benim amımı öyle güzel yalıyordu ki anlatamam. Dizlerim titremeye başlayınca zevkten, üçlü koltuğa kendimi zor attım. Sırt üstü uzanıp bacaklarımı ayırdım.
Özcan kasıklarıma yumulmuş amımın dudaklarıyla öpüşüyor, vantuz gibi emiyordu. Ben de sikini avuçlamaya çalışıyordum. Rahatça sikine dokunamayınca doğruldu ve sikini elime verdi.
Müthiş bir yarağı vardı. Dimdik ve kalın… Havaya kalkmış, göbeğine değiyordu. Damarlıydı ve çok güzeldi. Yumuldum hemen… Bir iki derken boşalmaya başladı.
O kadar çok geldi ki anlatamam. Moralim bozulmuştu erken geldi diye ama adamınki hiç inmemişti. Sertliği de aynen duruyordu. Yaladım yaladım yine yaladım. Sik yalamaya doymuştum ama bırakasım yoktu. Özcan sonunda dayanamadı,
– “Hadi şu bal kutuna gömelim artık bunu…” dedi. Açtım bacaklarımı, arasında yerini aldı. Kendi ellerimle tutup kavradım kalınlığını ve o dar küçük kaygan deliğime yerleştirdim.
– “Ohhhhh…” diyerek derin bir nefes çektim.
Aletinin başı amımın her tarafını kaplamıştı. Yavaş yavaş, yararak soktu içime yarağını… Semih’inkinden çok büyüktü. Her yerine temas ediyordu amımın içinde… Yaklaşık on beş dakika amımı yara yara gidip geldi. Sonra sarsıla sarsıla tekrar boşaldı. Ben belki de dört beş sefer gelmiştim. O akşam ata bindirdi beni, domalttı, her pozisyonu denedik.
Ha bu arada kocam da boş durmamış, arkadaşı karısını sikip dururken fotoğraf makinesi ile etrafımızda dolanıyordu sürekli… Nerden aklına geldiyse, o güzel anlar unutulmasın diye sürekli resimlerimizi çekiyordu. Anlaşılan arkadaşının, hem de en yakın arkadaşının karısını becermesi çok hoşuna gitmişti.
Özcan’la o gece belki de yedi sekiz kez beraber olduk. Bunların yarısında kocam da vardı. Biraz bizi izliyor, fotoğraflarımızı çekiyor, iyice tahrik olunca aramıza dalıyordu. İki erkek beni aralarında paylaşıp okşuyor, öpüyor, emiyorlar, sikiyorlardı.
Deli ettiler beni o gece, zevkten öldürdüler…
Denenmedik bir şey bırakmadık. Pornolarda görüp imrendiğimiz ne varsa hepsini yaptık. Defalarca, bağıra bağıra orgazm oldum aralarında… Çok güzel bir gece yaşadık…
Kocam yorulup yatağa yattı, biz Özcan’la ikimiz devam ettik. Ne banyo bıraktık sevişmedik, ne mutfak… Sabaha karşı, iki yanımda iki erkeğimle birlikte çırılçıplak, yorgun argın uykuya daldım.
Kocam arkadaşının karısını istiyor şimdi… Ama bizim yanımızda, ama ikili olarak onların evinde, Özcan’ın yatağında Sevgi’yi sikmek için deli oluyor. Özcan da arkadaşının karısını becermesine, karısını Semih’le beraber sikmeye dünden razı elbette…
Üç kafadar baş başa verip onu da ikna etmek, aramıza katılmasını sağlamak için planlar kuruyoruz.