Kanka Dediği Kız Arkadaşına Önce Yalattı Sonra Evde Güzelce Hoplattı; Merhabalar. İsmim Burak, 27 yaşındayım ve Antalya’da yaşıyorum. Ecem ile tanıştığımızda ikimiz de liseye yeni başlamıştık. Tabii o dönemler aramızda bir ilişki yoktu ve sadece iki kanka gibi takılıyor, öğlen yemek aralarını birlikte geçiriyorduk. Zamanla aramızdaki kankalık samimiyeti de artmıştı ve artık derslerde bir arada oturur, birlikte daha çok vakit geçirir olmuştuk. Öyle ki, etraftakiler, “Siz sevgili misiniz?” diye sormaya bile başlamışlardı. Ancak ikimizin arasında kankalık dışında pek bir şey yoktu…
Lise son sınıfa geçtiğimiz senenin yazında Ecem epey güzelleşmiş ve değişmişti. 17 yaşındaydı, 1.70 boylarında, bembeyaz tenli, siyah saçlarının bir kısmını hafif mavi bir renge boyamış, göğüsleri iyice büyümüş ve belirginleşmiş, dolgun ve yuvarlak bir poposu olan bir kıza dönüşmüştü. Tabii Ecem artık cinsel olarak da ilgimi çekiyordu. Neredeyse 3 senedir kanka olarak takıldığımız için de ona pek açılamıyordum, ama resmen içim gidiyordu. Okula gelip giderken giydiği kıyafetler, makyajsız duru güzelliği, hoş yüzü ve harika vücudu ile beni günden güne etkiliyordu. Bir ara artık her ne olursa olsun Ecem’e açılmayı kafama koymuştum. Ergenlik dönemleriydi tabii, kanım deli akıyordu ve tek istediğim onunla sevişmekti. Aşık değildim, hormonal bir şeydi ve git gide kendimdeki duyguları fark ediyordum.
Bir gün Ecem’e, “Bu hafta sonu gelip bizde kalsana. Hem annem de epeydir seni görmüyor.” dedim. Ecem’i çok iyi tanırlardı ve eve getirdiğimde de bir şey demezlerdi. Bu bizim için bir rutindi ve Ecem de bunu bildiği için, “Tamam ya, iyi olur.” dedi. Cuma akşamı böylece sözleştik ve ayrıldık. Ancak ona söylemediğim bir durum vardı, ailem o hafta sonu evde olmayacaktı…
Cumartesi sabah erkenden kalkmıştım ve hemen duşumu alıp, evi iyice düzenleyip, harika bir kahvaltı hazırlayarak Ecem’i beklemeye başladım. Saat 10:00 gibi de Ecem geldi. İçeriye girince, “Hani, annenler yok mu?” dedi. Ben de, “Ya söylemeyi unuttum, nişan varmış o yüzden bu hafta sonunu akrabalarımızda geçirecekler…” dedim. Sonra da işi şakaya vurarak, “Ne o? Korkar mısın benimle evde yalnız kalmaktan?” dedim. Güldü ve “Hayır be, sadece görseydim iyi olurdu diye dedim!” diyerek üstünü değiştirmek için benim odama gitti, yanında evde giyeceği rahat kıyafetlerini de getirmişti.
Ben de 17 yaşında bir erkektim ve okulun en çekici kızlarından birisi olan bu kızın şu an benim odamda üstünü değiştirdiğini düşündükçe kendime hakim olamıyordum. O an aklıma, gidip anahtar deşiğinden gözetleme fikri geldi, ama yine de kendimi tutarak beklemeye başladım. Ecem birkaç dakika sonra (sanki beni daha da kudurtmak için özellikle seçmiş gibi) epey dar parlak bir siyah tayt ve hafif dekolteli bir bluzla geldi. Donup kalmıştım onu görünce.
Geçip yerine oturduktan sonra kahvaltısını yapmaya başladı. Ben ise sikim belli olmasın diye boşalan çayımı dahi dolduramıyordum. Ecem bir ara ayağa kalktığında, benim çayımı da doldurmasını istedim ve o mutfak tezgahına dönük şekilde çayları doldururken o güzel götünü uzun uzun seyrettim. Bir anlık cesaretle, ayağa kalkmışken hafifçe sarıldım arkasından ellerimi beline dolayarak ve yanağını öperek, “Çok seviyorum seni, iyi ki varsın canım kankam!” dedim. Gülümsedi, ama bu davranışımı tuhaf bulduğu da belliydi. Hemen kollarımın arasından sıyrılarak, “Sağ ol canım, ben de seni çok seviyorum!” deyip masaya geçti. Ben de direkt yerime oturdum çünkü önümü görmesini istemiyordum.
Kahvaltıdan sonra bulaşıkları makineye koyarken sürekli eğilip kalkıyordu ve eğildikçe içindeki külotun izi bile belli oluyordu. Tabii ben kendimi tutamayacak noktaya geldiğimde, Ecem’in arkasından geçme bahanesiyle birkaç kez kalçasına sürtünüp geçtim. Ecem artık bana tuhaf tuhaf bakıyordu. Ben bir yandan (Oğlum her şeyi berbat edeceksin, az hakim ol kendine!) diyordum, ama bir yandan da o güzel götü gördüğüm her an adeta kendimi kaybediyordum.
Mutfağı toparlamayı bitirdikten sonra benim odama geçtik ve film izlemek için laptopu alarak yatağa uzandık. Kalkık sikim belli olmasın diye, “Ya ben biraz üşüyorum, yorganın altına girelim mi?” dedim. Ecem de teklifimi reddetmedi ve birlikte yorganın altına girdik. Bir film bulduk ve seyretmeye başladık. Ecem ile yan yana olmak, onun kokusunu içine çekmek mükemmeldi. Filmin bir yerinde elimi hafifçe omzuna attım ve “Gel istiyorsan, uzan şöyle!” dedim. Ecem hafifçe kafasını kurtararak, “Yok, iyiyim ben böyle teşekkürler!” diyerek çekildi. Bir türlü yanaşamıyordum ve bu beni daha da kudurtuyordu. Yanımda harika bir kız yatıyordu, ama ben ona dokunamıyordum.
Bir süre geçtikten sonra biraz daha yanaşmak istedim ve hafifçe ben omzuna doğru uzandım. İlk başta tepki vermedi, ama kasıldığı belli oluyordu. Benim üzerimde bir tuhaflık olduğunu artık tamamen anlamıştı ve bugün bir hamle yapmazsam muhtemelen bir daha asla gelmeyecekti bana. Özellikle de yalnızken. Yavaş yavaş elimi de artık vücuduna koymaya başlamıştım. Bir şey demiyordu halen ve bu durum beni iyice azdırıyordu. Ecem’in yumuşacık göbeğinin üstünde duruyordu elim ve onun fit karnını hafif hafif okşuyordum. Elimi yavaş yavaş bacaklarına doğru kaydırdığımda ise, “Burak ne yapıyorsun?” dedi. Kafamı kaldırdım ve “Ne yapıyorum? Film izliyorum…” dedim anlamazdan gelerek. “Onu demiyorum, o elin ne arıyor orada?” diyerek biraz sitem etti. Artık dönüşüm yoktu ve “Ne var bunda? Seni çok beğeniyor olamaz mıyım?” dedim.
Ecem şok olmuş halde yüzüme baktı ve “Ne diyorsun sen Burak? Sen benim kankamsın…” dedi. Ben de, “Tamam kankayız… Ama hoşuma gidiyorsun kızım, anlasana şunu!” dedim. Ecem’in kafası iyice karışmıştı. Kalktı ve mutfağa gitti, bir sigara yakıp düşünmeye başladı. Ben de yanına gidip oturdum. Bir şey söylemeden sadece boş boş bakıyordu. Elini tuttum ve “Bu kötü bir şey değil. Biz tanıştığımızda neredeyse çocukluktan yeni çıkmıştık. Şimdi ise 18 yaşına girecek iki kişiyiz. Düşüncelerimiz ve duygularımız değişemez mi?” dedim. Ecem, “Bilmiyorum!” dedi, başka da bir şey söylemedi.
Geçtim onun yanına, ellerimi yavaşça onun ellerine koydum. Yüzünü bana dönünce de eğilip dudaklarını öptüm. O öpücük benim için dünyanın en tatlı şeyiydi. Artık istediğime kavuşmanın verdiği heyecan vardı üstümde. Elimi yavaşça bacaklarına atıp bir yandan taytın üstünden bacaklarını okşarken, diğer yandan da dudaklarını emiyordum. Ecem karşılık vermiyor, ama itiraz da etmiyordu. Daha da rahat olmak için elinden tutup kaldırdım ve tekrar odama götürdüm onu. Üstünde biraz korku ve bir parça da kararsızlık vardı. Bunu hissediyordum, o yüzden olası bir vazgeçiş durumundan önce bir şeyler yapmak istiyordum.
Üstündeki bluzu çıkarttığımda pembe düz bir sütyen çıktı karşıma. Kopçasını açmamla birlikte de Ecem’in süt beyazı göğüsleri karşımdaydı. Tazecik, diri ve dimdik memelerine hayran hayran baktıktan sonra elime alıp okşamaya başladım. Bundan Ecem’in zevk aldığı belliydi, ama bir yandan da halen içinde olduğumuz durumu kavrayamıyormuş gibi bir hal vardı yüzünde. Bir süre sonra kafamı eğip, göğüslerini emmeye başladım. Dipdiri uçları, ağzımda biraz büyümüştü ve farklı da bir tadı vardı. Yumuşacık memelerini okşayıp, somururken, bir yandan da onun keyifle inlemesine bakıyordum. Kafasını hafifçe geriye atmış, kesik iniltiler çıkartarak dikiliyordu önümde. Memelerini emmeyi kesmeden onu yavaşça yatağa yatırdım ve bu şekilde göğüslerini yalamaya devam ettim. Çok bir bilgim yoktu, cinsel anlamda yaşanmışlıklarım da çok fazla değildi, ama yine de filmlerden gördüğüm ve bildiğim kadarıyla en iyisini yapmaya çalışıyordum.
Ecem’in göğüslerini emerken, kendi üstümdekileri de yavaş yavaş çıkarmaya başladım. Altımdaki eşofmanı da çıkartınca, boxerımın içinde kabarık bir biçimde duran sikim belli olmuştu. Ecem sessizliğini koruyarak sikime dikkatlice bakıyordu. Ona, “Hadi, çıkarsana boxerımı…” diyerek aramızdaki sessizliği bozdum. Ecem sanki bir robotmuş gibi komutu alır almaz ellerini boxerıma götürdü ve çıkarttı. Sikim de hemen fırladı, ok gibi duruyordu karşısında. Ecem’in bembeyaz pamuk gibi elini tutup sikimin üzerine bıraktım ve “Okşasana…” dedim. Eli sikimin üstünde gezerken ben de keyifle inliyordum. Hayalimdeki kızı artık yatağa atmış ve birlikte olmaya çok yaklaşmıştım…
Biraz okşadıktan sonra hiç ummadığım bir şey yaptı. Ecem hafifçe eğilerek sikimi ağzına almış, sakso çekiyordu. Ben de araya mavi tonları atılmış siyah saçlarının arasına ellerimi dolayarak yavaş yavaş bastırmaya başladım. Ecem öyle çok amatör durmuyor, hatta fena sayılmayacak derecede yapıyordu bu işi. Düz bir saksoydu elbette. Ağzını, dudaklarını ve dilini kullanmayı çok iyi bilmiyor, sadece ağzına alıp yalamaya devam ediyordu, ama bunun bana verdiği his bile mükemmeldi. Yumuşacık dolgun dudakları sikime değdikçe ben keyiften kuduruyordum. Ecem birkaç dakika sonra sikimi emmeye devam ederken elini de taşaklarıma attı. Taş gibi olmuş taşaklarımı yoğurmaya başlayınca da ben daha fazla dayanamadım. Sikimi ağzından bile çekme fırsatı bulamadan döllerimi ağzının içine boşalttım…
Ecem bunu pek problem etmişe benzemiyordu. Hiç paniklemedi ya da şaşırmadı. Boşalmamın bitmesini bekledi ve ardından da kalkıp tuvalete gidip temizlenerek geri geldi. Ben biraz şaşırmış, biraz da utanmıştım. Erken boşaldığım için onun gözünde rezil olduğumu düşünüyordum, ama o kadar azgındım ki Ecem’in yarı çıplak vücudunu görür görmez sikim tekrar sertleşmeye başlamıştı. Ecem’in keyfi kaçmasın ve burada bırakıp gitmesin diye, odaya gelir gelmez belinden sarılarak dizime oturttum. Elimi taytının içine sokup, sırılsıklam olmuş amını okşarken, bir yandan da dudaklarını öpüyordum…
Ecem’i iyice hazırladığımdan emin olduğumda dizimden kaldırdım ve önce taytını, sonra da külotunu çıkartıp kenara attım. Ecem’in düzgün, dolgun, çıkık ve bembeyaz götü artık önümdeydi. Götünü biraz okşadıktan sonra Ecem’i yatağa sırtüstü yatırdım. Ecem bacaklarını iyice araladı. Çizgi halindeki daracık amını biraz izledikten sonra eğilip emmeye başladım. Dudaklarımı amcığından çekemiyordum adeta. Çok tecrübem yoktu, yine bildiğim kadarını yapmaya çalışıyordum, ama ara sıra belini oynatmasından ve çarşafın üstünde kıvranmasından doğru şeyler yaptığımı anlıyordum…
Ecem’in amını iyice sulandırdıktan sonra artık sikme vaktim gelmişti. Bacaklarının arasına girip, sikimi amına dayadıktan sonra hafif hafif bastırmaya başladım. O daracık am, benim sikimin kalınlığı kadar açılıp beni içine almaya başladıkça resmen tüm vücuduma iğneler batıyormuş gibi hissettim. Her yerim titriyordu ve muazzam bir zevk alıyordum. Ecem, çığlık atıyormuş gibi ağzını açmıştı ama hiç sesi çıkmıyordu. Bir elini de boynuma sarmıştı ve o halde, gözleri kapalı bir şeklide bekliyordu. İçine girdim, yavaş yavaş ilerleyerek tamamını soktuktan sonra beklemeye başladım. Biraz durduktan ve anın tadını çıkardıktan sonra da git gellere başladım. Ecem’in iniltisi ve mırıltıları da giriş çıkışıma göre değişiyordu…
Ancak amından herhangi bir kan gelmemişti. Herhalde bakireliğini daha önce kaybetmiş diye düşündüm ve çok da üzerinde durmadan sikmeye devam ettim. Ne de olsa ben bu kızla sevgili mi olacağım diye düşünüyordum. O gün aramızda çok uzun, tutkulu bir seks olmadı. Daha ziyade iki ergenin birlikte oluşundaki çekicilik ve korku vardı diyebilirim. Daha önce ağzına boşaldığım için ikinci postam biraz daha uzun sürmüştü. Boşalana kadar dur durak bilmeden git gel yaptıktan sonra amından çıktım ve göbeğine boşaldım. Hayatımın en güzel boşalmalarından birisiydi ve hatta o güne kadarki en iyisiydi diyebilirim. Ecem’in yanına yığıldım ve resmen kendimi kaybetmiş gibi 10-15 dakika kadar yattım.
Kendimize geldiğimizde Ecem gitmek istediğini söyledi. Ben de ısrar edemedim. Giyindi, hiçbir şey demeden gitti…