Doyurucu Ve Kalın Yarağıyla Dövmeli Genç Sevgilisinin Defalarca Orgazm Olmasına Vesile Oluyor; Lisede okurken bana en yakın kankam, arkadaşım Metin çok iyi bir çocuktu, fakat çok da sulu biriydi. Kızacağımı bildiği halde sürekli el şakası yapardı. El şakası derken, masum eşek şakalarında level atlamıştı. Son dönemde en çok yaptığı şey sık sık benim götümü ellemesiydi.

Benden bir yaş büyüktü Metin, tembelin goygoycunun tekiydi aslında, bir sene sınıfta kalmış. Ben 18 yaşındaydım, o ise 19 yaşındaydı. Sıraya otururken elini altıma koyar, ben de görmeden üstüne oturunca götümü avuçlardı.

Ders arasında oturup kalktıkça, teneffüslerde tuvalete işemeye gittiğimde beni takip eder, kimse yoksa arkamdan yaklaşır, götümü parmaklardı. Delirirdim bu manyakça şakalarına, arkasından koşar yakalayamazdım.

Zaten yakaladığımda da bir şey yapamazdım ya… Benden çok güçlüydü, uzun boyluydu. Onun yanında kız çocuğu gibi ufarak kalıyordum. Vurmamam için ellerimden sımsıkı tutup kucaklar, sinirim geçinceye kadar yapışırdı bana, hareket etmeme izin vermezdi.

“Şaka oğlum, şaka yaptık, bu kadar kızacak ne var?” diye yaklaşırdı ben sakinleşince, türlü şirinlikler yapar, eninde sonunda beni de güldürürdü.

“Yapma oğlum, hoşlanmıyorum el şakalarından… Bir de göt ellemek parmaklamak da ne lan?” diye kızar, fırçalardım yeri geldiğinde…

Zaman geçtikçe onun bu laubali hareketleri bende değişik duygular uyandırmaya başladı. Artık eskisi gibi kızamıyordum ona… Arkasından koşturmuyordum. Biraz söylenip önüme dönüyordum. Elinin, yeri geldiğinde parmaklarının arkama değmesi, çimdiklemesi, canımı yakması eskisi gibi sinirlendirmiyor, daha çok, adlandıramıyorum ama huylandırıyordu beni…

Bir gün spor salonunda ders bitimi eşofmanları çıkarıp okul formasını giyerken slip külotla kalmıştım. Oldum olası sevmiyordum baksır ya da paçalı külot giymeyi, minik slip külot daha çok yakışıyordu bana… Aynaya baktığımda slip külotla kendimi daha yakışıklı, ne bileyim, çekici buluyordum.

Evde yalnız kaldığımda, banyoda slip külodun bel bandını kıvırıp yuvarlar, tanga külot haline getirirdim üstümde… Gözlerimi kısıp aynadaki tangalı seksi çıtır genç kız görüntüme bakar, ellerimle külodumu, kalçalarımı, göğüslerimi okşardım bir kadınmış gibi zevk alarak… Bende bir takıntı halini almıştı bu, külot fetişi oluşmuştu gitgide…

O gün de, altımdaki renkli slip külotla kaldığımda Metin de yanımdaydı o anda… O da eşofmanını sıyırmıştı, yarı çıplaktı benim gibi, sadece baksır külodu vardı altında… Önündeki kabarıklığı okşayarak bana bakıyordu.

“Ne var oğlum, ne bakıyorsun öyle mal mal?” diye tersledim. Bakışları huylandırmıştı beni, eşofmanımı sıyırıp eğildim, dolaptan pantolonumu alıp hızla geçirdim kıçıma… Tabi ben bunu yapana kadar öylece durup slip külotlu kıçımı izledi bol bol…

“Ya kanka, bakılmayacak gibi değil ki…” dedi. “Kız gibisin aynı, güzel götün var namussuzum, yuvarlacık, karpuz gibi, tam sikmelik! Bir de slip külot giymişsin, arkadan yarım kürelerin arasına girmiş donun, valla sikimi kaldırdın bro…” dedi.

“Yuh be kanka… Sanki kadın külodu giymişim, normal slip külot işte… Her fırsatta elleyip parmakladığın yetmedi mi? Utanmasan sikmeye kalkacaksın nerdeyse… Yürü hadi ibne, geç kalıyoruz hoca kızacak şimdi…” diye tersledim.

O gün eve gidince banyoda soyunup o slip külotla dönüp dönüp götüme baktım aynada… Ardından slip külodu çıkarıp kirli sepetini karıştırdım. Annemin minik dantel tangasını gördüm, onu alıp giydim. Gerçekten kız götü gibiydi, yuvarlacık, pürüzsüz, bir tane bile kıl yok, pırıl pırıl…

Metin’in götüme hayran hayran bakıp “kız gibi götün var” deyişi kulaklarımda çınladı. Herif bakmakta haklıymış diye düşündüm. Şu götü yolda görsem benim bile sikim kalkardı. O gün, götümün kalçalarımın gerçekten güzel ve seksi olduğunu anladım.

Sonra arkası geldi. Hesapta kız götü gibi ya… Banyoda otuz bir çekerken götüme parmak sokmakla başladım. Daha sonra kalem, diş fırçası gibi uzun yuvarlak şeyler sokarak boşaldım. İlerleyen günlerde banyoda götüme saç fırçasının sapını sokarken buldum kendimi…

Sonunda da sürekli bir arayış içindeyken erkeklik organına çok benzettiğim salatalık kullanmaya başladım. Sterilize olsun, otuz bir çekerken mikrop kapmayayım diye kettle da sıcak suda kaynatınca biraz yumuşuyor, sıcaklığı artıyordu. Kremleyip götüme sokarken tam bir erkek siki kıvamına geliyordu o hafif sıcak salatalık, zevkten dört köşe oluyordum.

Süpermarkete ya da manava giren her normal vatandaş gibi alışveriş yaparken, poşete en beğendiğim, bana en çok zevk verecek salatalıkları seçiyordum özellikle… İncesi, uzunu, kalını, düzü, kıvrığı, kornişonu…

Gözlerimi kapatıp arkama giren ısınmış salatalığın beni siken bir erkeğin sert yarağı olduğunu hayal ederek sokup çıkarıyordum. Öylesine tahrik oluyordum ki… Büzüğümde gidip gelen sertliğin verdiği zevkle çoğu zaman sikimi ellemeye bile kalmadan boşalıyordum.

Hayalini kurduğum, salatalık yerine arkama sikini sokan, beni inleterek siken, zevk veren erkeğin kim olduğunu söylememe gerek yok elbette… Genelde spor salonundaki giyinme odasında yalnız olduğumuzu hayal ediyordum Metin’le ikimizi…

Yine altımda slip külotla yakalıyordu beni… Bu kez çırılçıplak oluyordu hayalimde… O spor yapmaktan iyice gelişmiş kaslarıyla, benden hayli büyük bedeniyle baskın çıkıyor, zorla külodumu indirip domaltıyordu beni… Sonra da acımasızca sikmeye başladığında ben de elimdeki salatalığı hızla sokup çıkarıyordum arkama…

Okulda ise Metin’le samimi arkadaşlığımız sürüyordu. Ama piç herif, fırsat buldukça götümü ellemeye, beni yalnız yakaladığında ise yine götümü parmaklamaya devam ediyordu. Ben ters ters bakınca da kahkaha atarak,

“Ne kızıyorsun kızım, götün güzel olunca dayanamadım, elleyiverdim. Güzel götlüm, kızma bana aşkım, yavrum benim…” diyordu. Ben de basıyordum küfrü, “Koduğumun puştu, yapma diyorum sana… Fena olacağız bir gün… Yatırır sikerim bak seni, yapma…” diye tehditler savuruyordum numaradan… Gülüyordu bana,

“O işe kalkışma, kimin kimi sikeceği belli olmaz kanka…” diyerek kahkaha atıyordu.

Küfür edip bağırıyordum, çünkü bir önceki gece yatakta arkama salatalık sokarak mastürbasyon yaparken kimi hayal ettiğimi bilmesini istemiyordum. Metin kıçımı her ellediğinde, parmakları arkama her değdiğinde neler hissettiğimi anlamasın, beni yaftalamasın, benimle alay etmesin istiyordum.

Cuma günü okulda ilk iki dersi yaptık. İkinci ders sona erip zil çaldığında müdür sınıfa geldi ve

“Sonraki dersler boş geçecek, isteyen eve gidebilir!” dedi. Çıkmak için toplanmaya başladık. Defter kalemleri, kitapları çantaya koyarken Metin bana, “Ya kanka… Ben eve gideceğim. Biliyorsun babam çalışıyor bugün, canım sıkılacak tek başıma… Benimle gelir misin, bilgisayarda oyun oynarız?” dedi.

Yüzüne baktım, şirin şirin gülümsedi bana… Tabii oyun oynamak bahaneydi. Bunu adım gibi biliyordum. Amacı her zaman yaptığı şeyleri yapmak, götümü ellemek ve parmaklamaktı.

İşin doğrusu ben de artık ona karşı numara yapmaktan yorulmuştum. Aslında ben de fena halde sikilmek istiyordum, gerçek yarak yemek istiyordum. Banyoda, gecenin bir yarısı yalnız yatağımda götüme soktuğum salatalıklar, fırça sapları artık beni kesmiyordu.

“Olur geleyim!” dedim. Annesi yoktu, ayrılmışlardı. Arkadaşım babasıyla birlikte yaşıyordu. Babası da çalışıyordu, dolayısıyla evde yalnız olacaktık. Neler olur, nereye kadar ileri gidebilirdik, bilmiyordum. En fazla oramı buramı eller, bırakır diye düşünüyordum. O elleyince ben azarım, sonra da eve gider otuz birimi çekerim.

Gittik evlerine… İçeri salona girdik. Metin odasına gitti, elinde iki tane şortla geldi salona,

“Kanka, bunları giyelim de pantolonlarımızın ütüsü bozulmasın! Pazartesi sabah okula giderken bir de ütü derdi çıkmasın. Evde kadın yok zaten, hayatta sevmiyorum ütü yapmayı…” dedi.

Birbirimize arkamızı dönüp pantolonları çıkardık, şortları giydik. Dönüp baktığımda Metin’in siki kalkmış, şortun içinde çadırı kurmuştu. Elimde olmadan, gülerek, “Oha lan… Metin? Çadırı kurmuşsun oğlum… O ne lan öyle? ” dedim. Arkadaşım sırıtarak, “Ne olacak oğlum? Bildiğin yarak! Vakitli vakitsiz kalkıyor işte…” dedi. Gözümü şortunun önündeki kurulu çadırdan alamıyordum.

“Vakitsiz öten horozun başını keserler yalnız…” dedim, ciddileşmiştim, gözüm hala onun önündeki tümsekteydi. Ne kadar büyük olmalıydı siki acaba, şortun önünü bu kadar kabartmıştı içindeki şey…

“Çok hoşuna gittiyse elleyebilirsin!” diyerek yanıma yaklaştı ve şortunu indiriverdi. Evet, baya büyüktü siki, tam tahmin ettiğim, hayalini kurduğum gibi… Boyuna posuna endamına erkekliğine yakışır bir yarak vardı önünde… Sertleşmiş, taş gibi olmuş, ok gibi bana doğru uzanıyordu.

“Siktir lan, ne diye elleyecekmişim senin yarağı oğlum?” dedim sırıtmaya çalışarak..

Dıştan böyle söylüyordum ama gözüm elinde tuttuğu kalın aletteydi. Boğazım kurudu, yutkundum, kendi sikimden sonra ilk defa kanlı canlı bir yarak görüyordum.

“Bakıp duruyorsun işte… Merak ettiğin belli… Al eline bak, nasılmış. Vakitsiz ötüyor ama, bakalım başını kesmeye kıyabilecek misin? Sikicem demedik ya lan, merakını gider işte, tutuver.”

“Sen işi iyice azıttın ama Metin…” dedim alçak sesle… Sanki suç işlemeye hazırlanıyormuşum, o da suç ortağımmış gibi bir ruh hali içindeydim. Heyecandan dudaklarım kurumuştu.

Elimi narin bileğimden sertçe kavrayıp tuttu. Onun zorlamasıyla ve ürkekçe elimi uzattım, parmaklarımın ucuyla başına dokundum önce, sikini elledim.

“Okşa biraz…” dedi boğuk bir sesle… Hiç itiraz etmeden parmaklarım hareket etti, sikini okşamaya, sıvazlamaya başladım. Canlı bir erkek sikini ellemek de kısmet olmuştu sonunda…

Mastürbasyon yapıp arkama sokmak için kettle da ısıttığım salatalıklar gibi cansız, ruhsuz değildi. Mor başıyla, gövdesini saran şişmiş kan damarlarıyla, ince derisiyle, altındaki taşaklarıyla gerçek bir erkek yarağı vardı elimde…

Heyecandan ölecek gibiydim, zor nefes alıyordum. Bu güzel, gerçek yarakla oynamak hoşuma gitmişti. Hiç elimden bırakasım gelmiyordu. Ben yarağıyla oynarken, Metin,

“Hep okşayacak mısın? Biraz da ağzına alsana!” dedi. Yutkundum, iyice gerildim, gözlerimi sikinden ayırıp çakmak çakmak olmuş beni izleyen maviş gözlerinin içine baktım. Çok yakışıklıydı piç, tam bir erkeğin yüz hatlarına sahipti bu ergen yaşında…

“Daha önce hiç böyle bir şey yapmadım!” dedim ama bunu çok istediğimi o kadar belli ediyordum ki… Sesimle, beden dilimle istediğini yapmak için deli olduğumu itiraf etmiştim aslında…

“Hadi canım, bırak konuşmayı… Şunu al ağzına, yala, em biraz!” diye üsteleyince, önünde diz çöktüm. Hala elimdeydi sertleşmiş aleti, iyice yaklaşıp ağzıma aldım. Ve emmeye, yalamaya başladım.

Biliyordum, artık dönülmez noktayı geçmiştim. Bu aşamadan sonra aramızdaki arkadaşlık, iyi kötü dostluk ilişkimiz bitmiş, yeni bir seviyeye geçmiştik. Artık her şey eskisi gibi olmayacaktı anlaşılan…

Yarak yalama konusunda çok acemiydim, ama Metin sikini emmemden müthiş zevk aldığını inleyerek belli ediyordu. Bir süre sonra dizlerim ağrıyınca bırakıp kalktım.

“Ne oldu? Bu kadar mıydı?” dedi. Düpedüz oral seks yapıyordum onunla ve kısa kesmemle hayal kırıklığına uğramıştı.

“Yok, istersen devam edelim. Ama dizlerim acıdı yerde, sen otursan daha iyi olacak.”

İşi yarım bırakmadığımı, devam etmek istediğimi gören Metin sevinçli görünüyordu. Gidip üçlü koltuğa oturdu, bacaklarını aralayıp sikini belinden tuttu, bana baktı. Bense önünde diz çökmedim, koltuğa uzandım ve yarağını emmeye devam ettim.

Bu sırada o da arkama doğru hafif eğilmiş, elini şortumun içine sokmuş, kalçalarımı okşuyor, götümü parmaklıyordu. Götümü parmaklamasından inanılmaz zevk alıyordum. Şehvetten boğuklaşmış, kalın erkek sesiyle, “Yine o günkü gibi slip külot mu var altında?” dedi sıcacık parmağını benim alev alev yanan deliğime bastırarak… Siki ağzımdayken boğuk bir sesle inledim zevkten…

“Immmhhh… Evet, slip külot giydim bugün de… Demin soyunurken bakmadın herhalde nasıl olduysa, sapık röntgenci…” dedim. “Sana engel oluyorsa çıkarayım istersen…”

“Çıkar… Seni çırılçıplak görmek istiyorum.” dedi kısaca…

Aslında kıçıma dar gelen minik külodumu çıkarmayı isteyen bendim. Metin’in parmaklarının rahat hareket etmesine, benim zevk almama engel oluyordu.

Yarağını emmeyi bıraktım, şortumu külotla beraber olduğu gibi çıkarıp götümü ona döndüm, daha rahat parmaklasın diye… Parmaklarını ağzında ıslatıp ıslatıp deliğimle oynuyor, okşuyor, içine sokuyordu.

“Ben senin sikini yalayıp öptüm, sen neden öpmüyorsun beni?” dedim biraz sonra…

“Ben senin sikini yalayamam kusura bakma kanka…” diye homurdandı.

“Sikimi yala demedim. İçinden ne geliyorsa yap işte, her şeyimle senin önündeyim.” Anladı ne istediğimi,

“Seve seve…” dedi, ikiletmeden iki eliyle kalçalarımı tutup eğildi, dudaklarını arkamda hissettim. Kıçımın yanaklarında diliyle karışık okşayarak dolandı, ısırıklar atıp beni bağırttı. Sonunda deliğimi buldu dili… Hazla ürperdim ıslak ve sıcak dilini en hassas yerimde hissettiğimde…

“Metin…” diyebildim sadece, dudaklarımı ısırdım. “Çok güzel bu… Devam et ne olur…”

Devam etti. Elleriyle canımı yakarak etlerimi sıkıştırırken ıslak diliyle deliğimi okşadı, zorladı. Kalçalarıma bir iki tokat atıverdi beklemediğim bir anda,

“Ohh… Metinn…” diye inledim. Bir kadınmışım gibi parmaklaması, deliğimi okşaması gerçekten zevk veriyordu bana… Metin götümü bir süre parmakladıktan sonra nihayet beklediğim soruyu sordu,

“Kanka… Sen zevk alıyorsun bu işten… İster misin? Seni karım yapayım mı, sikeyim mi seni?”

Off… Beni sikmek istiyordu. Mastürbasyon yaparken hayalini kurduğum, gece erotik rüyalarımda sürekli beni sikerken gördüğüm, hayran olduğum yakışıklı erkeğim beni sikmek istiyordu. Karısı yapacakmış beni…

Bu sözler deliğimi parmaklamasından daha çok tahrik etti beni… Kendimi arzulanan bir kadın gibi hissettim o anda… Başımı çevirip gözlerinin içine baktım. Yalvarırcasına bakıyordu bana…

“Metin… Bu yaşadıklarımız aramızda kalacak değil mi? Söz ver bana, başkasından duyarsam, ölürüm ben utancımdan… İnan kendimi öldürürüm. Sadece sen olduğun için… Seni çok istediğim için…”

“Demek beni çok istiyorsun ha? Sana söz…” dedi kalçalarımı okşayarak, “Kesseler söylemem kimseye, aramızda kalacak.”

“Yap öyleyse… İstediğini yap bana… Beni karın yap kocacığım!” diyerek domaldım. Başımı arkaya çevirip erkeğin gözlerine baktım. Hayran hayran götümü, önüne serilen deliğimi izliyordu.

“Krem mi süreceksin?” diye sordum, canımın yanmasını istemiyordum. Gerçi salatalık seanslarımda iyice alışmıştı arkam, ama canlı bir yarak girecekti şimdi, korkuyordum.

“Şimdi krem aramaya gidemem kanka… Dayanamıyorum, hemen girmem lazım sana…” diyerek belimi tuttu. Hemen ardından sikinin başını deliğimde hissettim.

Bir kaç kez sikinin başıyla deliğimi okşadı. Ardından çekti, elini tükürükleyip sikini ıslattı. Eğilip deliğime tükürdü sonra… Götümdeki ıslaklığı hissedince ürperdim. Başımı koltuğa koyup olacakları bekledim heyecanla…

Hem kendi sikini, hem deliğimi böylece ıslattıktan sonra belimden tutup sikini geçirdi götüme… Kaygan başı girdi önce sikinin, sonra da irice bir salatalık kalınlığındaki sikinin gövdesi…

“Iıhhh…” diye zevkle inledim. Evet, gerçekten salatalıktan farklıydı gerçek erkek yarağı… Metin sikinin götüme çok rahat girdiğini görünce şaşırmış gibiydi,

“Senin göt bayağı genişlemiş, daha önce çok siktiler mi seni yavrum?” dedi.

“Hayır, kimse sikmedi. Bugüne kadar götümü ne biri gördü, ne de elledi senden başka… Şimdi de ilk kez sen sikiyorsun!”

“Niye bu kadar kolay girdi ya, anlayamadım. Teyzemin oğlunu sikerken sadece kafasını sokana kadar yarım saat uğraşmıştım! Girdikten sonra da işim bitene kadar ciyak ciyak bağırdı.”

“Normaldir. Evde otuz bir çekerken zevk almak için salatalık sokuyorum!” deyince ikna oldu ve beni sikmeye başladı. Götüme sokmuş olduğum şeylerin hepsinden daha güzel bir duyguydu gerçek bir yarakla sikilmek…

On beş dakika arkamda gidip geldi. İkimiz de zevk alıyorduk. Beni belimden tutmuş, ileri geri yapıyor, inleye inleye sikiyordu. Sonunda içime boşaldı. Nefes nefese koltuğa yaslanıp oturdu. Ben de sikilmekten yorgun, dizlerimi altıma toplayıp beni siken ilk erkeğimin saçlarını, kollarını okşadım.

“Çok güzeldi, ama doymadım ben…” dedi bana bakarak sikini sıvazladı. Gülümsedim, “İtiraf edeyim… Ben de doymadım.” diyerek elimi kasıklarına götürdüm, sikini okşayan elini okşadım. Biraz dinlendikten sonra uzanıp dudaklarıma yumuldu, bir kızmışım gibi öptü beni, öpüştük. Tekrar kanımız kaynamaya başlayınca bir posta daha sikti beni…

İkinci sikişi epey uzun sürdü. Sanırım bir kez boşaldıktan sonra ikinci epey geç geliyordu. Değişik pozisyonlar denedik. O beni domalttı, ben onun üstüne çıkıp zıpladım, kucağına oturup sikerken kucak dansı yaptım, bacaklarımı omuzlarına koyup misyonerde götümü siktirdim.

Nerdeyse bir saate yakın sikti beni… En sonunda içime boşaldı. Çok zevkliydi, çok… Yattığım yerde götümün deliğindeki spermlerinin yavaş yavaş, tenimi okşayarak süzülüp koltuğa aktığını hissediyordum.

Biraz dinlenip kendimize geldik. Üçüncü kez siksin diye çok yalvardım, fakat, “Yoruldum lan… Ulan, amma ateşliymişsin orospum… Yarın cumartesi, okul yok, babam da çalışacak zaten… Sabahtan ders çalışmaya diye gel, seni akşama kadar sikeyim!” dedi.

“Tamam kocacığım!” dedim.

“Kocacım diyen dillerini yerim senin…” diyerek sarıldı bana… “Hadi toplan, yoksa bir posta daha kayacağım sana, niyetimi bozdurma…”

Toparlandık ve ben kendi evime gittim. Kendimi odama attım, yatağıma uzandım. Büyük bir mutluluk duyuyordum içimde… Sonunda hayalim gerçek olmuş, bir erkekle, hem de Metin’le sevişebilmiştim.

Onun verdiği zevkleri, yaşadığımız şehvet dolu sahneleri tek tek hatırlayarak kendimi okşadım uzun uzun…

Cumartesi sabahı kahvaltıdan sonra nerdeyse uçarak gittim evlerine… Aşağıdan zile bastım. Apartmanın kapısı açıldı. Yine nerdeyse uçarak çıktım dairelerinin bulunduğu kata. İçim içime sığmıyordu. Bütün bir gün onunla beraber olacaktım.

Sevgilisiyle buluşmak üzere olan fingirdek bir liseli kız gibi sevinç içindeydim. Annemin çekmecesinden dantel şeffaf tangasını aşırıp içime giymiştim. Sabah erkenden kalkıp duş şampuanlarıyla yıkanmış, parfümler sürmüştüm. Beni sikmeyi bekleyen kocama sürpriz yapacaktım.

Daire kapısı açıktı. Yarı aralık kapıyı görünce gülümsedim. Piç herif, mutlaka beni sikmek için çırılçıplak soyunmuş, içeride beni bekliyor olmalıydı. Kapıya çıplak gelmemek için aralık bırakmıştı kesin… İçeri girip kapıyı kapattım ve gömleğimin düğmelerini açmaya başlayarak cilveli cilveli,

“Neredesin kocacığım? Ateşli karın geldi canım… Orospu karın geldi!” diye seslenerek salona yöneldim. Ama salona girdiğimde heykel gibi donup kaldım.

Metin yoktu içeride… Babası vardı…

Metin’in hesapta işyerinde çalışıyor olması gereken babası, koltukta çırılçıplak oturmuştu. Kazık gibi kalkmış yarağını gözümün içine bakarak sıvazlıyordu.

Utancımdan mümkün olsa yerin dibine girebilirdim o anda… Ben ne yapacağımı bilmeden, utanç içerisinde salonun ortasında dikilirken, arkadaşımın babası, “Ee? Orda ne dikiliyorsun öyle? Gelsene yanıma!” dedi. Belki de demin söylediklerimi duymamıştır diye düşünerek,

“Şey… Ben… Oğlunuzla ders çalışmaya gelmiştim efendim…” diyebildim.

“Oğlum evde değil gördüğün gibi… Annesinin yanına gönderdim, geziye gittiler. İki gün yok Metin… Bugün senin ateşini ben söndüreceğim orospu!” diyerek ayağa kalktı. Kolumdan çektiği gibi koltuğa oturttu beni ve önümde durup sikini yanaklarıma, dudaklarıma sürttü.

“Hadi yalamaya başla yarağımı!” dedi. Ben hala, “Gerçekten oğlunuzla ders çalışmaya gelmiştim… Evde yoksa gideyim ben… Lütfen, ne yapıyorsunuz siz, bırakın beni… Sizi şikayet edersem yanarsınız, 16 yaşındayım ben, yapmayın…” diye kıvırmaya çalışıyordum. Sehpadaki telefonuna uzandı,

“16 olduğunu biliyorum ama şikayet edemezsin canım… Bak bende ne var?” diyerek bir video açtı.

Gözlerime inanamıyordum. Elinde tutup tam ekran yaptığı telefondaki videoda Metin’in beni sikme sahneleri dönüyordu.

O gün biz ikinci postayı sikişirken babası eve erken gelmiş ve bizi sikişirken görünce kapının yanından gizlenerek bizim videomuzu çekmiş.

“Demek ders çalışacaktınız ha?”

Elbette, sikişin ateşiyle gözümüz bir şey görmemişti o gün, bizim bundan haberimiz yoktu. Metin’in de haberi olmadığından emindim. Bana böyle bir şey yapmazdı çünkü… Güveniyordum ona…

Aslında babasının elinde olmasa, görüntü harikaydı. İkimiz de çırılçıplak, ben kız gibi vücudumla şehvetle kıvranırken Metin arkamda tam bir erkek gibi sikiyordu beni, ikimiz de zevkten kendimizden geçmişiz.

Fakat babası elinde telefonu tutup videoyu izletirken, benim vereceğim tepkiyi izlerken fazla bakamadım videoya… Benim domalmış erkeğime sikilirken isterik ve ateşli bir kadın gibi zevkten ince ince inlemelerim, belimi pençeleyip beni siken Metin’in hırlamaları çınlıyordu salonun ortasında…

“Ne dersi bu kızım?” dedi adam alay ederek… “Beden dersi mi çalışıyordun benim oğlanla?”

Telefonu kapatıp geri sehpaya bıraktı, kolumdan sertçe tutup ayağa kaldırdı. Şaşkınlığım geçmeden önü açık gömleğimi, altımdaki şortu sıyırıverdi becerikli elleriyle… Bir anda üstümde sadece annemin dantel tangasıyla kalakalmıştım.

“Off…” diye bir inleme koyuverdi adam… “Bir de on sekiz yaşında sübyan diye şikayet edecekmiş beni… Seni azgın orospu seni… Sen 18’lik fahişe bir lolitasın yavrum… Ne kadar da yakışmış bu minik tanga külot sana böyle…” dedi, etrafımda döndürdü bir iki tur… Koltuğa uzanırcasına oturdu sonra, sikini sıvazlıyordu bana bakarak… Eliyle işaret ederek, “Dön bakayım şöyle…” Kendi etrafımda döndüm utançtan ölerek… “Arkanı dön bana…” Döndüm. “Kalçalarını salla…” Oryantal yapar gibi kalçalarımı salladım.

“Off… Bebeğim benim… Şimdi beni çok azdırdın işte…” derken parmaklarını arkamda, tanga külodumun bel kısmında hissetmemle, cart diye yırtıp sökmesi bir oldu.

“Aahhh…” diye inledim. “Niye yırttın külodumu? Annemindi o…” diyecek oldum.

“Seni de sikerim, tanga külot giyen anneni de… İkinizi yatırır amınıza koyarım fahişeler…” dedi ayı gibi homurdanarak… Fena halde azmıştı adam… Bir anda beni de kendisi gibi çırılçıplak bırakmıştı böylece… Kalçama sağlı sollu iki tokat attı birden…

“Ayyy…” diye haykırdım, biraz canım yanmıştı. Kalçalarımın kızardığından emindim. Ardından kalçamı tutup kendine çevirdi beni, ensemden tutarak yarağına doğru bastırdı ve

“Hadi yala bakayım sikimi!” dedi. Adamın yalamamı istediği yarrağı oğlunun sikinin iki katı kalınlıktaydı.

“Bu kadar çekingen olma canım… Dün nasıl sikiştiğini, sikilirken nasıl zevk aldığını gözlerimle gördüm. Bana bakire kız numarası çekme, tamam mı? Yala yarrağımı hadi…”

Yarağı ağzıma aldım, ama sonuna kadar açtığım ağzımda boşluk bile kalmamıştı. Ensemden bastırdığı için de ağzımdan çıkaramıyordum. Bazen boğulacak gibi oluyor, burun deliklerimden nefes almaya çalışıyordum.

Bir yandan da, kara kara “Bu herif kesin beni sikmeden bırakmaz. Ağzıma zor alıyorum, nasıl alacağım bu kalın yarağı götüme?“ diye de düşünüyor, bir çare bulmaya çalışıyordum. Ama ne mümkün?

Bir süre sakso çektirdikten sonra beni çırılçıplak soyup koltuğa domalttı. Koltuğun yanındaki fiskos sehpasının üzerine sikiş malzemelerini önceden dizmiş adam… Vazelin, kaydırıcı krem, bir kutu prezervatif… Hazırlık tam yapılmış. Beni sikmeyi kafaya koymuş bu herif… Sehpaya merakla baktığımı görünce kahkaha attı,

“Canın yanmasın dedim yavru kuşum…” dedi. Uzanıp kayganlaştırıcıyı verdi elime tutuşturdu, “Al bakalım şu kremi, yarrağıma sür güzelce, götüne girerken acımasın.”

Kayganlaştırıcıyı alıp elime sıktım bolca, ardından sikini tutup başına köküne her yerine sürdüm yedire yedire… Ben çalışırken o da keyifle kaykılmış oturuyor, kremli parmaklarımla okşarcasına sikine krem sürüşümü izliyordu.

“Yeter bu kadar bebeğim…” dedi sonunda… Elimden kayganlaştırıcıyı aldı, “Geç boşalırım ben ama, nerdeyse daha götüne girmeden boşaltacaksın beni… Şimdi, domal bakayım, ben de körpe deliğine süreyim biraz… Sonra işe başlayalım.

Dediğini yaptım. Koltuğa domaldım, o da arkamdan yanaşıp deliğimi kremlemeye başladı. Önce bir parmak, sonra iki, derken iyice kremleyip genişletti götümün deliğini… Ardından belimden tutup sikini dayadı. Birkaç denemeden sonra oğlunun sikinden daha iri olan sikinin başı girdi deliğime,

“Aahhh…” diye ince bir sesle çığlık attım.

“Ne oldu? Dün bu kadar bağırmıyordun? Kalın mı geldi benim yarak?” dedi keyifle…

“Evet, kalın geldi” dedim. “Senin sikin çok büyük… Hem de başı yumruk gibi… Zor girdi arkama…” diye şikayet ettim.

“Merak etme sevgilim, birazdan alışırsın, zevk almaya başlarsın.” diyerek hepsini kökledi arkama bir anda…

Dişlerimi sıkarak dayandım. Bütün deliğimi doldurdu kalın yarak, ardından deliğimi okşayarak, zorlayarak gidip gelmeye başladı. Gerçekten kremli kalın yarağı tam anlamıyla götümün her yerini doldurmuştu. Tam da dediği gibi kalın yarağına alışmıştı götüm, girip çıkması bana müthiş zevk veriyordu.

“Bızırını da okşayayım senin, sen de zevk al…” diyerek kremli elini benim pipiye attı bir ara… Minik pipim zevkle dikildi. Bir yandan koca bir yarak girip çıkıyordu götüme, bir yandan sikimi okşayıp zevkimi katlıyordu.

Zaten çok sürmedi, parmaklarına boşalıverdim, bir iki damla spermim aktı. Adam gidip gelmeyi bırakmadan elini uzattı ağzıma, parmaklarımdaki kendi spermlerimin bulaşığını bana yedirdi. Yalayıp tertemiz yaptım. Ardından beni sikmeye devam etti.

Yine dediği gibi, gerçekten geç boşalıyordu adam… Siktikçe sikiyor, zevk verdikçe veriyordu. En sonunda böğürerek götümün deliğine boşaldı. Biraz öylece durduktan sonra kalın yarağını çıkardı. Götümde oluşan boşluğu, içeri giren serin havayı hissettim.

“Bundan sonra benim karımsın artık…” dedi, yanımda oturur, götümü okşarken… “Bu evde sadece bana vereceksin. Bu göte benimkinden başka yarak girmeyecek, tamam mı?”

“Tamam…” dedim, yorgunluktan başımı onun göğsüne yasladım. Yeni kocam saçlarımı okşarken yaktığı orgazm sigarasını tüttürdü.

“Saçlarını kesme bundan sonra, iyice uzasın, tam bir kız gibi görün…” dedi. “Ya da peruk alırız. Sana güzel çamaşırlar da alalım, çeşit çeşit jartiyerler, çoraplar… Sevişirken giyersin benim için… Off, tam lolita gibi olursun öyle giyinince… Bak şimdi, hayali bile sikimi kaldırdı ulan… Gel bakayım buraya…”

O gün Metin’in babası azdı, kudurdu, beni akşama kadar dört beş posta sikti. Banyoda, yatakta, salonda… Mutfakta rakı masası kurdu, ikimiz de çırılçıplak, dal taşaktık. Beni kucağına, sikinin üstüne oturttu sonra da… İçimde kalın yarağı, yavaş yavaş sikinin üstünde yaylanırken, bir yandan da rakı kadehini dudaklarına dayayıp içirdim, çatalla peynir, kavun yedirdim.

Erkeğim de dudaklarının arasına kıstırdığı kavunları ağzıma verdi, öpüşe öpüşe yedirdi bana… Ona içirdiğim rakı yudumlarının birazını ağzında tutup öpüşürken benim ağzıma aktardı. Yüzümü buruşturup rakıyı içerken bakıp bakıp dudaklarıma yumuldu. İçimde kalın siki zonklayarak varlığını hissettirirken yedi bitirdi beni… Harikaydı her şey…

O gün kalın yarağın tadını aldım ve bir daha da bırakamadım. Ertesi gün pazardı, dün anlattığı gibi Metin yoktu. Yine gittim o eve…

Dediğini yapmış, paket paket seksi iç çamaşırları almıştı bana… O dantel sütyenleri, tanga külotları, jartiyer çorapları özene bezene kendi elleriyle giydirdi bana… Bütün pazar evin içinde onları giyerek, karısından kalma yüksek topuklularla kırıtarak genç bir kız gibi dolaştım. Bana bakıp bakıp, her siki kalktığında yatırıp becerdi beni…

Metin’e beni babasının da siktiğini söyleyemedim. Babası yasaklamasına rağmen, arada sırada denk geldikçe, bazen bizim eve alıp annemin yatağında ona da vermeye devam ettim.

Beş sene boyunca, her Cumartesi adama karılık yaptım. Sonra başka bir şehre taşındılar. Ama beni çatır çatır, zevk vererek siktiği o beş senede beni tam bir yarrak hastası yaptı.

Artık kalın yaraklı olgun erkeklerde gözüm… Öylesi denk gelince dayanamıyorum, vermeden, kendimi o kalın yarağa siktirmeden duramıyorum.

Leave a Reply

Your email address will not be published.